26 Mart 2020

Persepolis


bu işi iyice savsakladım. filmi izleyeli çok oldu, giriş kısmını yazmadan not aldıydım. bu kısmı sonradan ekliyorum. filmin bilgilerine bakınca biyografi olduğuna tekrardan şaşırdım. sallamasyon bir hikaye gibi gelmişti. filmi izleyip yazarken bunu biliyor muydum? bundan pek emin değilim. hepsi zaten karman çorman oldu. komple yakacağım bu blogu az kaldı bak. neyse çok da mühim bir film değil zaten. izleseniz de olur, izlemeseniz de olur. şu ara dünya salgınla uğraşıyor...

--- spoiler ---

.neden bu kadar yüksek puan almış acaba? sırf muhalif falan diye mi? salak fransızların iranlılar ile dalga geçmesi gibi olmuş film. arada kendileriyle ya da medeniyetleri ile de dalga geçiyorlar denebilir ama ağırlıkta iranlılar ile dalga geçmmişler. 

.çizimler falan iyidi, seslendirmeler ingilizce miydi? yoksa düblajlı mı izledik, ondan da emin olamadım. yani kötü denebilir. müzikler idare eder ama senaryo vasattı.

.yani bir kızcağızın gözünden devrimi anlatıyorlarsa bile bir yere bağlayamadılar. döne dolaşa büyük annesinin sütyenine koyduğu çiçeklerle bitirdiler, ne lan bu? bir manası var mı? göndermesi var mı? nasıl olabilir? oralarını çok kurcalamıyorum.

.kız çocuğunun küçüklük hali daha sevimliydi. büyüdükçe mallaştı. önüne gelenle düşüp kalkmaya başladı. gaylikle dalga geçilebilen yıllardanmış bak farkı o. 13 sene öncesinin dünyası, belki daha geçmişle ilgili dalgalar olabilir.

.iran devrimini pek bilmiyorum. şah varmış. ülkeye medeniyet getirmeyi çok istemiş. bunu da karikatürize etmişler. atatürk gibi diyor ama becerememişler. halk bundan memnun değilmiş. daha ileri demokrasi isterken, dini liderler gelmiş. türbanlarını geçirtmiş. ahlaklarını düzeltmiş.

.bu salak ergen kız da erkekler de böyle giyiniyor, şudur budur diye salak saçma kendi çapında güya anarşist oldu. hele hele resim öğrencisi, anatomi çiziminde çarşaflı karı göstermeleri çok ayıptı. ne lan bu? cidden böyle olduysa bile, fransız mallarına mı düştü bunun eleştirisi, sokarım medeniyetlerine demekten kendimi alamadım.

.neyse işte zengin aile herhalde bunlar. etrafındaki herkes ölüyor ama bunlara bir şey olmuyor. amcası azılı kominist, yüzerek rusyaya gitmiş, o derece azılı yani. bunu öldürüyorlar. son görüşmesini küçük kızla yapıyor ki bu da salakçaydı.

.sonra kızın idealist falan olmasını beklersin değil mi? bir bok olmuyor. gönderiyorlar bunu avrupaya, sokaklara düşüyor. önce tanıdıklar yanında, sonra kilisede, sonra ailelerin yanında, en uzun süre bir filozof karının yanında kalıyor ama onla da erkek arkadaşı ile kavga edince, kavga edip ayrılıyor. sonra sokaklara düşüyor. sokakta kan öksürerek ölecekmiş de sosyal devletleri bulup kurtarmış. bak bak bak. resmen mallar ya.

.sonra irana geri dönüyor ama aradığı tadı bulamıyor. erkek arkadaşı ile takılamadığı için evlenmek zorunda kalıyorlar, evlilikten menun olmuyor. türbanla makyajı saklamak için başka bir elemanı ahlak polisinin üzerine atıyor. büyük annesini buna çok kızıyor.

.böyle aptal saptal şekilde, derinlii olmayan şekilde ilerliyor. iyi bir şekilde başlayacak zannediyoruz ama adamlar hiç mi iyi bir şey yok lan bu ülkenin diye düşünmemiş. bodozlama dalmış. hani belki yoktur ama bu sefer fransızlara mı düştü bu diye de sormak lazım. 

.en fazla silahları batının her iki tarafa verip, birbirlerini öldürtmesi muhabbetinde makul olmuşlar. eh bunda da ingilizleri suçlamalak kolaylarına gelmiştir. 

.insan bu kadar yüksek puan alan bir film görünce içinde katmanlı şekilde bir hikaye olacak zannediyor, birden çok mesajı alabileceğiz zannediyor. salak şımarık bir iranlı kızın hikayesi şeklinde ilerliyor ve bitiyor. bu kadar uğraşmaya çok daha zekice bir senaryo yapılabilirmiş. mesajlar bütüne yedirilebilirmiş. siyasi eleştiriden daha çok insanlık eleştirisi yapılabilirmiş. hani kiliseye de güya giydiriyor ama yarım yamalak. irandan yola çıkarak genel hatları ile bunların farkında olabilecek bir kızcağız, şu anlattıkları kızcağızdan çok daha üstün olurdu.

--- spoiler ---