26 Mart 2017

Paterson


ben filmin amacını pek anlamadım, ne diye çekmişler ki bunu şimdi? eleştiri desen değil, komik desen değil. romantik desen hiç değil. hepsinden bir tutam koyup hikayayeyi de sıfırlayıp baş role de bir tane uzun boylu mal duruşlu bir adam yerleştirince nasıl film olacak diye merak etmişler herhalde. başka açıklama bulamadım. günlük hayat ve sanat, evde tıkılı kalmış iranlı bir kadın, saatsiz uyanma gibi şeyler vermişler. kayda değer bir müzik duyamadım. esas karakterlerden biri ingiliz bulldoğu bir köpekti, onun hatrına bir puan yükselttim. sevimsiz bir şerefsizi oynamış ama güzel oynamış. bir tek onu takdir ettim. gerisi zaten şiir sevmeyen insana zulüm niteliğinde bir eser olmuş. ha belki şiirden anlamadığımdam böyle düşünmüş olabilirim.

--- spoiler ---

.şimdi bu adamın yazdıkları şiir miydi? yoksa dalga mı geçmişler? new york ekolünden bahsediyorlardı. böyle yazılar var demek diye düşündüm. en beğendikleri, kitabını elinden düşüremedikleri adam da benzer şeyler yazmış. belki de adamlar ciddi ciddi şiir yazdırdı ve sonundas köpeğe parçalattı. vay be hikayeye gel. ödevimi köpeğim yedi öğretmenimden esinlenmiş olmalılar.

.hani hakkaten şair falan olsa, kadın ünlü country müzisyeni olsa belki biraz çekilirdi ama normal bir film, normal bir hikaye yapmak istemeyip dalga mı geçmişler tam olarak? ben anlayamadım. gerçek mi? şaka mı çok belli değil.

.adamın duygusuz, durağan oynayışına da hasta oldum. kötü anlamda hasta, resmen zamanı büktü onun bunun çocuğu, geçmek bilmedi. kadınla sohbetleri gram samimi değildi, içinden galiz küfürler ediyor ama dışından tatlım bir tanem diyor. bu nasıl iştir?

.bir tek top kek olayını beğendim ondan da 300 dolara yakın bir şey kazandılar. şimdi bu adam otobüs şöförü kendi adında bir muhitte durağan bir iş yapıyor. saatsiz kalkıyor. boş vakitlerinde de bir şeyler karalıyor. olay bundan ibaret. bunun nesi film arkadaş? 

.hani içimizde sanatkar var, hepimiz filmiz, uğraşsak hepimiz şairiz mi demeye çalışmışlar. kibrit ile ilgili şiirli başlangıcı insanda şok etkisi yaratıyor. gerisi de aynen geliyor.

.kadının evde sıkıntıdan her yerleri boyaması falan eleştiri miydi? belki toptan sanat eleştirisi vardı biz alamadık, metascore almış olabilir. yüksek puan basmışlar ama bana çok geliyor işte böyle şeyler. vereceksin aksiyonu, araya iki dialog bundan bin kat daha manalı iş olur.

.adam sanatı eleştiriyorsa, bunu daha sanatlı yapmalıydı. günlük hayatı eleştiriyorsa daha dramlı yapamlıydı. aynı günleri yaşayan ve bundan hoşnut olmayan ama birasının dibini görünce buna şiirler yazan bir mal insandan bahsediyoruz.

.son kısmındaki japon neydi peki? aynı adamdan esinlenmişler, oturdukları yerde güzel muhabbet ediyorlar. adam yeni bir defter veriyor. nedir yani? ne oldu yani? japon ne alaka birader? ben anladımsa arap olayım. bir iranlı, bir japon karıştıralım mı demişler?

.işte bir tek köpek, onu da espirisine koymuşlar. bak bunu anladım. adamla mücadele ediyor. yerini kapıyor, kadını öpünce hırlıyor ama bu konuda hiçbir şey yapmıyorlar. cesar millan falan çağırın değil mi? arada bu değerli köpek dikkat et çalarlar diyen rapçi tipler var mesela. adam köpeği barın önüne bağlıyor. film boyunca köpek çalınacak diye endişe ile bekledim. bu da şakaydıysa hiç komik değildi. allahlarından bulsunlar. tabii hayvanın yaptıklarını tasvip etmiyoruz. bir tek posta kutusuna yaptığına güldüm, koca komedi filminde. daha ne diyeyim bilmiyorum. şiir defteri olayı da çok saçmaydı zaten. başka da bir şey demiyorum.

--- spoiler ---