18 Mart 2016

The Hateful Eight


tarantino da tarantino, filmdeki en keyif aldığım olay kırık kapı muhabbetiydi. ötesi için bir şeyler düşünmüşler mi? bir mesaj vermişler mi? ne anlatmışlar bizlere? ne bileyim güneyli-kuzeyli, yankisi mankisi, zencisi mencisi muhabbetlerinin bir anlam mı ifade etmesi gerekiyordu? coğrafyaya uzak olmaktan da olabilir ama bana çok boş muhabbet gibi geldi. üç saate yakın bu muhabbetlerin ağırlıkta olduğunu düşünürsek çoğu kısmı sıkıcıydı, son kısım hareketli oldu. gizem ve çözümü zaten basit bir hikaye imiş. buna da eh işte dedik, az biraz gülümsedik ve film bitti. piyano çalım sahnesi hoştu, gitar çalımlı sahnesi fena değildi. bundan başka diğer müzikleri de pek beğenmedim. normalde daha özellikli müzik basıyordu sanki bu tarantino.

--- spoiler ---

.ödül avcısı aşağı, ödül avcısı yukarı ile başlıyor. zaten metninde kendileri ile de dalga geçiyorlar ya en azından bu kadarını yaptıklarına şükür. karda tipide kalmış üçbeş tip. ödül avı için hangman lakaplı kurt russel bir tane kadını idama götürüyor. yolda samuel l. jackson ve kendine yeni şerif diyen bir tiple karşılaşıyor.

.tipi yüzünden bir yere güç bela ulaşıyorlar ve olaylar başlıyor. zaten ortamdaki adamlardan şüphe ediyorlar. meksikalı, tarantino filmlerinden gördüğümüz bir tip ve tim roth var. içlerinden birinin kadını kurtarmak istediğini zaten biliyoruz da hepsi bir çıkınca bir miktar şaşırtmış oluyor işte, ama çok değil.

.muhabbetler falan derken araya general dedikleri yaşlı bir adamın (ki mekanı basıp içindeki insanları öldürünce onu süs diye bırakıyorlar) oğluna türlü işkenceler yapıp öldüren samuel abimizin hikayesini sokuyorlar. şimdi vakti zamanında birbirlerine çok mu çektirmişler diyeceğiz? böyle bir anlatımın bize ne katması gerekiyor? toptan bir acayip yani.

.meksikalı tipin konuşmaları gülümsetiyordu. genel olarak zaten çok kasıntı konuşturuyorlar. dönemin ingilizcesi herhalde, güneyli kuzeyli ingilizcesi falan da olabilir artık neyse, derken bu meksikalıya tatlı bir piyano sahnesi tasarlamışlar o güzel olmuş.

.esas kadının şebekliği de gülümsetiyordu. arada çıkışlar yapıyor, ağzını burnunu kırıyorlar devamlı. kurtarmaya gelen kardeşinin beynine falan bulanıyor.

.samuel abimiz zaten esas adam, kurt abimiz de pek destekliydi. onların üzerine kurmuşlar. şöyle güzel konuşup name yapsınlar, bir eve tıkalım katil kim oynayalım falan demişler.

.ha bu katil kim oyununu da kahveyi kim zehirledi ile oynuyoruz. üç kişi kahve içmeyince anlaşılmayacak mıydı? nasıl bir mantıktır? neden silahlarına davranmadılar? kadını hemen öldürürmüş de falanmış filanmış, pek ikna edici gelmedi bana.

.bir de tim roth işin sonunda ölmeyen tip mi oluyor yani? zaten ölürüm diyor, karnından falan vuruldu, sonra dizinden vuruldu ama tam öldüğünü görmedik. herkesin şakır şakır öldüğü bir başka film olmuş işte ama unutmuşlar mı yoksa? kasıt mı var bilemedim.

.sonunda şerifin tercihi fena değildi. öyle ödüllerden parayı toplayabilirdi ama kadının yalanına inanmadı falan filan oldu. tabii bacağını sarsa ölmeyecekti. biraz bok yoluna gitti sanki. gerçekçi olmak gerekirse tabii, tarantino evreninde değil.

--- spoiler ---