12 Ekim 2012

The Skeleton Key


fena değil aslında ama işte korku-gerilim filmlerinde ulan nasıl onu yapar, şunu nasıl yapmaz dedirtmeden yapsalar bir kere de on puan vereceğim a... bunun haricinde sorunu yok, sonu da hoş tabi. inanmalı-inanmamalı işler de dönüyor az biraz, o da hoş duruyor. esas kızımız da hoşlar. öyle işte, araya büyülü hudulu mudulu bir şeyler için iyi gidiyor.

--- spoiler ---

.bu devirde inanan genç bulmakta zorlanıyorlar tabi. lafı da koyuyorlar ha. bu kısımlar güzel. sonunda vücutları değişmiş olmaları da güzel. kötü ama güzel son yani. yazık bir gecede yaşlandılar. avukat çocuk daha önceden bırakmış vücudu en son da kızcağızı güzel bir planla vücutlarını aldılar. üstüne kendi kendilerine evi miras bırakmış oldular.

.arada işler kızıştığı zaman niye koşa koşa avukata gitti (hem de miras meseleleri ile uğraşan avukata), biri sana ateş edince polise gitmez misin? ya da nayn van van falan ha? öyle işte o kısımlar baya saçma sapan. kızın ısrarcılığı da pek hoş değil ama hadi onu babaya bağlıyorlar.

.ne bileyim sonra kızın büyü ile kendini hapsetmesi falan. ulan inanmıyorum diye çığırırsın işte sonra. başka bir çare düşünsene. baştan beri evin eski sahipleri iyi bunlar kötü falan gibi geliyor ama işin aslı biraz daha farklıymış işte.

.mesela yaşlı eleman büyüye inanıyor diye iyileştirme büyüsü falan yapıyor, peh yani diyor insan. ondan sonra adam ağzını açıyor ettiği kelimeler panikle belki ama ne olduğunu bir şekilde anlatamıyor mu? üstelik avukat. garip işte.

--- spoiler ---