4 Haziran 2016

The Forest


beklentisiz izleyince çok kötü gelmedi. en azından sonu eh işte diyor insan. giriş yavaş, gelişme daha yavaş, finalde de bolca koşturma var. bir miktar şaşırtmaca falan derken öyle bitiyor işte film. yan karakterler çok saçma olmuş, hiç uğraşmamışlar. japon tipleri de nerden buldularsa hiç japon gibi değiller. amerikan yapımı filmmiş zaten ancak bu kadar japon şeysini yansıtır. japonya'da intihar etmek isteyenlerin gittiği bir orman var. adı aokigahara imiş. şaka maka gerçek bir orman, onun üstüne film yapalım demişler. giriş yasak levhasını on kere gösterdiler. giriş serbest gibi geliyor insana ve çok tanıdık geldi kendisi, kesin gördüm daha önce. bundan başka da bir egzantriklik yok işte.

--- spoiler ---

.ikiz kardeşlerimiz var. kendisi game of thrones'un kraliçesi, eskiden de the fades vardı, orada gördümdü. kadın üzerine film yapalım demişler. onun olmadığı sahne çok az. kız kardeşinden haber alamıyor. japonyada öğretmen olmuş kendisi, intihar ormanına gitmiş ve ses seda yok.

.ölmediğini biliyor ama çünkü onlar tek yumurta ikizi, kafasında sesini duyuyor imiş. neyse kalkıyor gidiyor japonyaya kız kardeşini aramaya. barda bir adam ile tanışıyor. kendisi avusturalyalı gazeteci gibi bir şey. bunların hikayesini yazmak istiyor. takılıyor peşlerine, hem hikaye için diyor. hem de sana yardım etmek istedim diyor.

.bir de yerel japon tip buluyorlar. giriyorlar ormana. pek bir şey olmuyor. pat diye çadırını buluyorlar. gece orada kalmak istiyor da ülen sanki çadırına gelebilecek olsa gelmez mi? kaybolmuş işte çadırını ne bekliyorsun değil mi? çadırdan ayrılmayın diyor, eleman rehberi beklemeden ayrılıyor.

.gece çadıra bakışı da izleyicilere kuşku vermek içinmiş. toplamda bir şey olduğu yok. adamın bir günahı yokmuş. telefonda kardeşinin resmini gördüğünü zannediyor ve kaçıyor. kaçarken bir deliğe düşüyor, yine bir tane japon kızı, kardeşin burada gel falan derken hafif korkunçluklar.

.neyse efendim, bağır çağır. adam geliyor bunu yine kurtarıyor. bıçağı ona veriyor. güvensin diye, yahu körün gözüne parmak. adamı öldüreceği zaten belli oluyor da bıçaktan sonra yüzde yüz kesecek bu adamı diyoruz. öyle de oluyor. telsiz olduğunu düşündükleri bir barayaka gidiyorlar. bir kapının arkasından güya buna kardeşi not veriyor. adam kötü diyor, anahtarı al ondan, kurtar beni diyor. başka bıçakla da olsa adamı kesiyor. anahtar falan yok tabii.

.kapı açılıyor, bunların geçmiş hikayesinde. ailesi kazada öldü diye anlatılmış idi. muhtemelen babası kafayı yemiş tüfekle önce annesini sonra kendisini vurmuş. olayı kardeşi görmüş. kendisi görmemiş. bu olayın bir benzerini görüyor. babasınun hayali kolundan tutuyor bunun, elini bıraksın diye kesiyor. meğer bileğini kesip oracıkta ölüyormuş.

.ölürken de kardeşini görüyoruz, hakkaten kaybolmuş. o gece kadın için düzenlenen aramaların sesini duyuyor. onlara koşuyor ve kurtuluyor. bulmaya gelen kardeşi de güzelce ölüyor. en son salak rehbere göz kırpıyor ve film bitiyor.

--- spoiler ---