7 Şubat 2013

Waking Life


sanki bir kısmını izlemiştim, dialoglar pek yabancı gelmedi. tek seferde izleyemedim. pek akıcı değil haliyle. rüya içinde rüya ya da ne bileyim film içinde film olması mevzusunun ince dengesini kaçırmışlar bence. film içinde film çekiyoruz lan diye gerçek bir bilince erdiğini söyleyen herkeslere sinir olmuşumdur, olamaz öyle bir şey efenim. gerçek değildir, gerçek dediğin de filmdir. bu kadarını düşünmeden milyon tane laf, bıdı bıdı işte. arada kafa ütülemek için izlenebilir. sonu da kötü işte. müzikler fena değil biraz, bir de eh işte arada güzel bir iki laf edilmiş. o kadar lafta olsun o kadar değil mi?

--- spoiler ---

.sonundan anlaşılan adam ölmüş göğe yükseldi. de araba çarptığı sahnenin öncesinde de sanki saati görememiş idi. belki daha öncesinde ölmüştür ne bileyim. ölüm sürecinde kendini bilme süreci mi yaşanıyor imiş yani? rüya içinide rüya karakteri olduğunun farkındalığı diyor idi bir eleman. en onunki biraz kabul edilebilir.

.ama ortalarda yönetmen kılıklı, parmaklarından yıldızlar çıkaran tipin söyledikleri kabul edilemez arkadaşım. hikaye anlatmayan filmden bahsediyor hem de bir hikaye içinde. ha bunu oturttuğu yer ikili ilişkiler ve dialoglar ile olması gerektiğini söylüyor da ne bileyim, filmin yönetmeninin ağzından konuşuyor, film içinde olmak ile tutarsız davranmış oluyor bence.

.bir sürü laf salatası olunca aslında hiç bir şey söylememiş oluyorsun da deselermiş keşke bak bu eksik kalmış. eleman rüyası içinde felsefe parçalıyor resmen. eğer ölüm öncesi ise bunun gibi bir ölümden allaha sığınırım hehe. 

.zaman mevzusu üzerine söylenenler biraz dişe dokunur idi. son kısımdakinden bahsediyorum öncesinde de biraz dediler ama sallamasyon çoğu zaten. her şeyin şu andan ibaret olması falan. eh bunun yüzü suyu hürmetine daha da vurmayalım.

--- spoiler ---