17 Mayıs 2017

High-Rise


filmi kırkıncı dakikadan sonra sardırarak izledim. artık o kadarını söyleyeyim. yok efendim sistem eleştirisiymiş, yok efendim göndermeler varmış. mesajlar bolmuş. becerememişler işte, bir kere kopuk film. sahneler ve geçişler anlamsız. bir insan evladı hangi sahneye hangi müzik gideceğini bile tasarlayamaz? yok artık daha neler, yapamamış işte. sonra da filmin sonunda madem yapamadım, herkesi çiftleştirir, kestirir ve karartırım diye öyle bitirmiş filmi. sınıfsal mesajına da koyayım, filmde emeği geçenlere de teker teker kafa atayım. yazık günah yani.

--- spoiler ---

.ilkin normal film gibi başlıyor. gökdelen demişler kırk kat zaten insan orada ne lan bu diyor. her neyse 70'ler gibi, romanı da o dönemindir herhalde ya. esas eleman apartmana taşınıyor, yeni kurallar falan varmış. onlarla uğraşıyor.

.derken üst komşu bunu çıplak görüyor. partiye çağırıyor. daha doğrusu üst komşu bu eleman çıplak güneşlenip uyurken yanına şişe düşürüyor. salak tanışma faslına bak, çok aramışlar herhalde.

.aptal ingilizler işte, oyuncular da kötü değildi aslında ama bir insan evladı çekemeyince böyle oluyor. arada handmaids'den kadın vardı. utopia abimiz kısa bir polis rolündeydi, kapıdan beş dakika görünüyor.

.mimar rolündeki abimiz tanıdık, kafayı sıyırmış şiddet yanlısı tip de öyle. hepsi ingiliz işte sanki, belki de değildir artık da neyse hepsinin allah belasını versin.

.derken olaylar karışıyor. elektrik kesintileri ile başlıyor. sonra çocukların partisinde havuzu işgal etmiş üst kattakilere ayaklanmalar başlıyor. sonra da filmden kopuyoruz. deli adamın fikirleri var mimara çıkmak istiyor. sonunda çıkıp öldürüyor. diğerleri çıldırıyor.

.zaten işlemeyen bir sistem mi ne varmış? yemekler bozuluyor aç kalıyorlar da köpek yemek nedir? öncesinde köpek boğmak nedir? ben bir yere oturtamadım. son kısımdaki hikayeyi bile anlayamadım artık. o kadar gıcık etti beni. sevişme sahneleri dahil böyle sanata koyayım.

--- spoiler ---