12 Temmuz 2018

Ready Player One


görüntüler harika, film müziği değil de normal müzikleri güzel, geri kalanlar da fena değildi. bu kadar olay içinde daha fazla güzel dialog sıkıştırabilirlerdi. çok fazla bir felsefesi yok. arkadaşlık, gerçek dünya, yalnız kalmamak falan filan gibi genel mevzulara girmişler. pek özel bir meseleye nokta atışı yok. esas kötü tip bloodline dizisinden danny karakteri, pek olmamış. daha iyi bir karakter yapabilirlermiş. zaten son hamleyi de neden yapmadığını pek anlamadım. arada espirili anlatımlar falan hoştu. the shining filmine özel hazırlanmışlar. resmen saygı duruşuna kalkmışlar. tabii macera filmi içine korku filmi koyunca o kadar da olmuyor. the shining'i de pek sevmeyince boş geldi o kısımlar. esas oğlan daha iyi olabilirdi, esas kız oyuncusunu zaten bates motel'den tanıyoruz. en iyi tip oydu. beşli ekibimiz de kendi çapında hoş ama yine de yeterli gelmemiş hissiyatı var.

--- spoiler ---

.iki bin kırklarda falanız, tam tarihi bilmiyorum da bundan 30-40 sene sonrası için yapmışlar. o vakte dünya yamulmuş. bandwith ayaklanmaları falan olmuş. bir kaç bir şey de dedi ama hızlı geçtiler. artık sorunları ile savaşmıyorlarmış. herkes oyuna dalmış, böyle bir dünya resmediyorlar. oyunda kazandıkları ile ev kirası falan ödüyorlar. dünya bu hale gelir mi? pek zannetmiyorum.

.yine de ütopik olarak pek tatlı, herkesler oyun içinde. gözlükleri, giysileri ile oyunda hareket ediyorlar. neden gerçekte hareket ediyorlar onu çok anlamıyoruz. oturdukları yerde hamlamasınlar diye herhalde. bu tarz bir teknoloji var ama yeterli mi? ancak oraya kadar mı gelişmiş diye düşünüyor insan.

.neyse esas olay oyunları tasarlayan abimizin öldükten sonra arkasında bir oyun bırakması, kazananın da dünyanın en zengin insanı olacak olması. böyle bir dünyaya gelmiş. bütün film konusu da böyle.

.oyun oynamak için şirketler kurulmuş, haliyle anahtarları bulup yumurtayı arayan profesyonel tipler oluşmuş. onlar öldükten sonra şakır şakır yer değiştiriyorlar. parayı da şirket mi karşılıyor? o kadar para falan biraz saçma geldi ama büyük savaş sahnelerini de öyle geçtik.

.eleman ilk anahtarı kütüphanede araştırma yaparak halletti. geri geri giderek araba yarışını kazanma kafası. eh en derin felsefesi buradaydı. tabii oyunu kazanmak için oynamama bakış açısı da vardı ya onu son anahtara saklamış.

.ilkin kurallar harici gidiş, sonra duygusal meseleler. ilk öpücüğü veremediği kadınla dans, en sonda da ilk yarattığı oyunu bitirmek için oynamama meselesi yaparak tüm anahtarları kazandılar. eleman hepsini hemencecik anladı. oyun içinde sözleşme imzalama olayı da bir testmiş, onu da geçti. derken adamın çocukluğuna indik. adam yapay zeka mı? başka birisi mi onun yerine oynamış? oraları açıklamadan gülümseme ile bitirdiler.

.esas kötü de aynı amaca doğru herkesleri safdışı bırakmaya çalışarak ilerliyor. oğlanla anlaşma yapmaya çalışıyor, sonra peşine katil karıyı takıyor. araba kovalamaca sahnesi pek gereksizdi ama anahtarı sokamadığı sahnede tüm ahali ile heyecan yarattık. böyle de bir güzellik yapmışlar işte.

.efektler pek tatlıydı, insanlar para saçarak ölüyor. o kısımlar gayet güzel. üst düzey kalkanlar, robotlar, araçlar, silahlar, hepsini harika yapmışlar. nerdeyse gerçek görüntülerden daha iyi olacak. zaten filmin en başarılı kısmı buydu. izlerken hiç sıkmıyor. büyük ölçekli savaş biraz abartı kaçtı, son sahnede öyle bir şeyler koyalım demişler ama yine de hepsi güzeldi.

.sonunda eleman klanı üzerine alıyor. klanım yoktur derken yine arkadaşlığa vurgu yapıyorlar. hatta bunu kötü adam yardımcısı bile söylüyor. kendisi ölmemek için çok uğraştı ama tüm emekleri heba oldu, gülümsetti.

--- spoiler ---