30 Ekim 2018

Precision: The Measure of All Things


pat diye başından denk gelen bir belgesel. konusu fena değilmiş ama anlatım ve içerik biraz yüzeysel. zaten tarihsel olarak bir bilimsel gelişme anlatılıyorsa bu böyle oluyor. genelde ingiliz yapımı belgeseller ve ingiliz bilim insanları oluyor. neyse ki başkaları da vardı bu sefer. ölçüm yapabilmenin bilimi geliştirmesi bakış açısı ile olayları anlatıyorlar. ölçümler ne kadar hassas olursa o derece farklı bir noktaya geleceğiz diyorlar ki haklılar. geçmişten geleceğe ölçümün hassaslaşması ile açıklamalar getirmişler. ben üçüncü bölümüne yetiştim. önceki iki bölüm daha eski ölçümler olmalı. ışık, ısı ve elektrik meselesi kendi çapında zaten anlatmak istediklerinin özeti gibi olmuş.

e03:
Light, Heat and Electricity

--- spoiler ---

.en ilginç bilgisi son kısımdaki renkleri algılama meselesiydi. ışığın parlaklığını ölçmekten buraya gelmişler. insan gözü 100 mum ile 50 mumu aynı parlaklıkta görüyormuş. gözün parlaklık için kendine ayar çekmesi yüzünden bu böyle oluyor. bu iyi güzel ama aynı zamanda yeşil rengi diğer renklere göre daha parlak görüyormuş. bu da dünyanın yapısıyla alakalı herhalde.

.sarımsı yeşil dedi, doğayı tarif etti. mavi hakkında bir şey söylemedi ama kırmızıya göre kıyas edilince daha parlak olan kırmızı renk, daha az parlak olan yeşil renkten daha az parlak şekilde algılanıyormuş. ilginç.

.ısının hassas ölçümleri öncesi buhar motorları, kazanlar patlamaları, patlayan gemiler şeklinde açıklamalar yaptılar. şimdi isimlerini ölçü birimleri olarak kullanılan tipler sorunlara çözüm bulmak için uğraşan tiplermiş. aslında bir tanesi amatör bilimciymiş. jul muydu neydi, enerji birimi olarak kendisi haretin ısıya dönüşmesini ölçmüş ama profesyonel bilim camiası kabullenmemiş bunu. hepsi ayrı tarikat ya böyle dışardan birini kabul etmiyorlar işte. neyse ki bilim öyle ilerlememiş.

.ışığın ölçülmesini newton'a getirdiler. eleman prizmadan geçen ışığın renklerini görünce içeriğinde farklı renkte ışınlar olması yüzünden ölçülmesinin önünü açmıştır gibi bir şey dediler de ben çok ikna olmadım. görülmeyen ışıklar şunlar bunlar derken ancak kabaca bir şeyler anlattılar.

.elektrik ile edison son kısımlarda üstünde duruldu. adam bakır levhadaki ağırlığı hesap ederek ücret kesiyormuş. öncesinde amper abimizin bulduğunu ölçü birimi olarak kabul etmişler. volta, volt muydu? onu tanıyamadım bak. pek üstünde durmadılar.

.gelecek fikri olarak, daha hassas ölçümler. sesle ısıyı ölçme meselesi varmış. detayını yine hızlı geçtiler anlayamadık. güneşin yüzeyini bile hassas biçimde ölçebileceklermiş. bu da her şeyleri değiştirirmiş.

.elektron hareketlerini ölçümleyerek elektriği çok daha hassas ölçmek de kuantum bilgisayarları için gerekliymiş. bu anlattığı şekilde midir? değil midir bilemiyorum ama ölçümlerin hassasiyeti, gelişmeyi artırıyor. orası kesin.

--- spoiler ---