10 Aralık 2017

Mother!


çeşit çeşit gönderme var demişler de ben aralarında tutarlı bir şey pek bulamadım. parça parça ele alırsak etkileyici sahneler var. güzel şeyler de oluyor. hikaye olarak ele alırsak o kadar iyi değil ama gerginliği üst düzey. devamlı bir jennirfer'ın kafasında dönen kamera, devamlı bir uyarı hali. bir yerden sonra insana çok geliyor ama gerilimi güzel yansıtmış. görüntüler, müzikler bu aşamada güzel olmuş ama işte verilmeye çalışılan mesaj için ne kadar gerekli onu bilemiyorum. şöyle ortaya karışık kafa açıcı bir film izlemek için işe yarıyor. göndermelere biraz bakayım dedim filmden iyice soğudum, salak saçma bir sürü şeyi gönderme olarak almışlar bence.

--- spoiler ---

.en temeli jennifer lawrence ne rolündeydi lan bunun diyor insan, mother mother, meğer doğa ana imiş de ne alaka birader? çocuk ne alaka o zaman? hadi ev evren, bu da yapıcı kuvvet diyelim ama bu durumda çocuk çok saçma oluyor. çocuğun etini yemeleri falan filan direkt isa zaten, ona şüphe yok. bu durumda jennifer de meryem olur. bu kadar basit, niye saçmalamışlar ki acaba?

.kardeşlerin birbirini öldürmesi habil kabil falan filan imiş. gereksiz bir detay ama ortalık karışması için gerekliymiş. eve ilk gelen ed harris neyi temsil ediyor dedim aklıma adem falan gelmedi, kaburga meselesinden sonra kadın geliyor ya o da havva herhalde. biraz komik olmuş.

.sonra ortalık insan kaynıyor. yahudiler falan geliyor işte de, güvenlik görevlilerinin bu melek ellenmiş babında laf edip ortalığı katıp karıştırmaların neye tekabül ediyor orasını pek anlamadım.

.tanrının doğa anayı hiç sallamadan keyfine göre takılması da saçma. ha tanrı ve doğa ana ayrı meselesi de saçma zaten. tek tanrıcılığa pek sığmıyor ama harmanlamış olmalılar. her şeyin özü sevgi ve döngü meselesi aslında hoş.

.yaratıcı tanrı, biraz sinirli tıkanmış bir tanrı, sonra oğlunu yedikleri halde affedici bir tanrı. oğlandan sonra açılıyor da bu kitaplı dinler aslında oğlandan sonra tıkanıyor. neyse işte ondan sonra insanlar basıyor ama doğa ana devamlı ben sana yetemedim, neden diğerlerine gerek vardı. onları buradan uzaklaştır diyor. sonra sunaklar, adaklar falan filan. bebek doğduğundan sonra olaylar böyle gelişiyor. kadın uykuya daldığında bebeği alıp gidiyor, böyle de bir tanrı işte. belki bebek doğanın bebeği ne olabilir ki? doğanın en sevdiğini insan yemiş demek mi istemiş nedir? gönderme fazla olunca kafası da güzel oluyor işte.

.en iğrenç karakter havva karakteri idi herhalde. kadınlar niye ayağa kalkmamış ki? ağır uyuz bir tip olmuş, yerli yersiz konuşmaları da insanı üzmüş. doğa ana da olsa insan yani.

.sevginin taşa dönüşüp tekrar dönüşüm başlatması iyidi aslında, o taşı insan eline alıp kırıyor. işler yine karışıp yine döngüye giriyor. tanrının kendi cehenneminde yaşama fikri de fena değil.

.kandan delinen yer ve bodrumda saklanan yer meselesini çok çözemedim. doğa ananın bunun üzerine gitmemesi nedir? sonra kıyametin orada kopması nedir? dünyanın içi gibi mi göstermeye çalışmışlar, o zaman da biraz saçma olurdu ama neyse işte. şuursuz doğa diyelim.

--- spoiler ---