25 Kasım 2012

De rouille et d'os


esas adamın karakteri yüzünden filmi pek sevemedim. göze sokulan bir sürü görüntü de hoşuma gitmedi. Bi' Pursuit of Happyness filmi ile kıyasladığım zaman ya fazla gerçekçiler ya fazla duygusuz bilemedim ki o film hayat hikayesinden uyarlama bir film idi. Öyle karışık hisler besledim, son tahmin edilemese yine her şeye rağmen acayip ağır dramı ile tamam derdim de, yok yani. görüntüler genel olarak hoş, esas kızımız da pek duygu yüklüler. o da filmin akmasına katkı yapmış, bunlar haricinde olumlu pek bir şey gözüme çarpmadı.

--- spoiler ---

.bir kere filmin başında başlıyorlar dizden aşağısı görüntülerini göstermeye, filmin sonuna kadar bir sürü görüntü devamlı bunu vurguluyor, bir yerden sonra rahatsız edici geliyor. tamam yani anladık yönetmen bey, tamam.

.sevgili esas adamımız vurucu timden bir arkadaşımız, önüne gelene çakıyor. romantizm diye bir sıkıntısı yok. üstelik kafaya fazla darbe almış herhalde fazla kafa da çalışmıyor, ama güya özünde iyi bir insan, köpek tekmeleyen ve çocuğunu döven bir tip, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirttiler.

.romantik filmimizde iki saniye bir öpücük var, mesaj mı vermişler bununla yani ne yapmışlar anlamadım. yine esas adamımız, esas kızımız bacakları kaybetmeden ve kaybettikten sonra çok iyi davranıyor ama gel gör ki vur-kaç taktiğini uyguluyor. sıfır duygu prensibi ile çalışıyor. karakterimizin doktora görünmesi şart, madem değer veriyorsun niye böyle davranıyorsun falan işte neyse geçelim bunları.

.neden herşeyi toparlayıp kaçıyor? bunu çözemedim bir türlü, neden kadının yanına gitmiyor? üstelik insan düşünmez mi? lan ben mal mıyım? daha buzdolabı ilk açtıkları zaman malları aşırdıklarını söylemişler idi (ya da ona benzer bir şey) gidip gizli kamera kuruyorsun ama ablana söylemiyorsun, kafa basmıyor desen de yok artık diyor insan.

.sona doğru toparlıyorlar allahtan, çocuğun başına haller geliyor. buz tutmuş gölde, suya düşüyor arkaplanda, elemanda can havli ile buzu yumrukları ile parçalayarak ve elini kırarak oğlunu kurtarıyor.

.ha tabi buna da iki lafım olabilir, hemen yanı başlarında kızak gibi bir şey vardı sanki, buzu kıramayınca hemen ona yönelebilir insan. hadi tamam panikle falan yapıyor ama o panik ile koca gölde nasıl bulabiliyor çocuğu... burdan da yakmak lazım.

.demezsem içimde kalır, şu katil balinanın saldırdığı sahneden de hiç bir şey anlamadım. hiç de açıklamadılar. birden platforma çıkıyor ve kadının bacağını mı kapıyor? suya düştüğü zaman bacaklar yerinde görünüyor. ısırdığı için kangren falan mı olmuş ne olmuş. nerdeyse hikayenin yarısından fazlası bu ama net bir bilgi vermemişler. katil balina ile çekim mi yapamamışlar ne olmuş anlamadım.

--- spoiler ---