28 Haziran 2015

Natural Born Killers


filmin kafası değişik, çekimleri de buna uygun. siyah beyaz geçişler var devamlı. biraz komikli kasmalar yapmışlar sanki, ben güldüm en azından ama komedi filmiyiz dememişler. romantik kısımları tatlı, müzikleri ayrı bir tatlı. giriş müziğinden itibaren iyi müzik basmışlar. bir ara çok basmışlar ellerinin ayarı kaçmış sonlarına doğru artık arapsaçı tadında bir arap müziği de bastılar. yok artık dedim. medya eleştirisi, normallik eleştirisi falan filan yapalım demişler. bunu tatlı bir süper star seri katil çift üzerinden anlatmışlar. vakti zamanında izlemediydim ama hep adını duydum, şimdiye izlemek nasip imiş. tiplerin hepsi tanıdık nerdeyse, hepsi de genç haliyle...

--- spoiler ---

.kurttur, yılandır, sırtlandır, attır, ha bire bir hayvansal gösterim var adamlarda. belgesel yapacaklarmış da film olmuş gibi ama tabii mevzu öyle değil. pencerelere de görüntü basmışlar. filmin ortasında kafa allak bullak oluyor, fazla renk karmaşası, fazla insan karmaşası, fazla bağırtılı kasıntılı konuşma falan ama işte röportaj sırasında olay netleşiyor.

.sen diyor medya kişisi sevgili abimize, maymun bile değilsin hehe. seri katil olarak kendisini insan evrimindeki üst noktaya konumlandırıyor. saflıktan bahsediyor, hepsine eyvallah da ülen insan evrimi o noktaya gelince herkes birbirini öldürürse ne olacak?

.mevzu ormanların katledilmesinden insan eleştirisine geliyor yani detaylara takılmadıkları vakit dedikleri mantıklı. hele hele süper star seri katil olayı zaten çok acayip. medyanın parmağı meselesi o zamanlar daha can sıkıcıymış herhalde ki adamlar seri katiller üzerinden medya eleştirisi yapalım demişler.

.beta film göndermesi, son kalan canlı kameraman göndermesi ve filmin sonunda robert downey abimizin öldürülmesi falan tamamen mesaj idi. iyi aile oluyorlar, şeytanlarından kurtuluyorlar, anne ve baba oluyorlar falan fişman da normal hayata geçiş gibi oldu.

.tabii böyle cinayetler olmaz, böyle hapishane olmaz, böyle hapishane müdürü olmaz. abimiz ne kasmış kendini öyle bildiğin komik lan. baştan sona güldüm tipine, özel yapmışlar belli ki ama ne bileyim fazla geldi bana.

.filmin başında sit-com göndermesi, acıklı hayatların anlatışı ve tanışma hikayesi de değişikti. aşkları şaka gibi ama sonra ciddileşiyor. babasının zulmünden kaçan bir kızcağız evlerine gelen kasap eleman aşık olur ve hikaye böyle başlar. önce ailesini öldürürler sonra iki hafta içinde 52 kişiyi katlederler. geride hikayelerini anlatması için de bir tane canlı bırakırlar. olayları bu.

.bu şekilde ilerliyor iken içindeki şeytanı çıkarma meselesine bir kızıldereli abimize gelirler, onu da yanlışlıkla öldürür. aralarında tartışma çıkar, derken yılan sokar ve ilaç bulmaya giderler. derken baskın yerler ve yakalanırlar. oradan itibaren de hapishane, röpartaj ve hapishane isyanı sahneleri ile devam eder.

.seri katillerin hayatlarını çeken muhabirimizin de delirmesi ile hapishanden kaçarlar, sonra da pislik medyaya gününü gösterip sonsuza kadar mutlu yaşarlar.

.bolca sevişmeli, seksli, değişik fantezili kısımlar var. arada meme ucu emme görüntüsü var ki durduk yere bu ne lan diyor insan, bir hoş oluyor. kırmızı ve yeşil renkleri hiç beğenmedim, gözümü mahvetti. hani anladık çok şiddetli yahut hastalıklı falan da tonu abartmasalar iyimiş.

--- spoiler ---