Casshern

filmin kafası pek güzeldi aslında, noluyoruz lan dedim. mekan algım da bozuldu biraz ya da pek takip edemedim. böyle sonunda da ağır mesajlar çakmayı ihmal etmediler. anime kafasıyla bir şeyler yapmaya çalışmış gibi geldiler. hepsi japon aklı tabi... 2004 yılına göre imkanlar ile çekilmiş. gerçek mekanda hiç çekilmemiş gibi geldi bana, yeşil ekranları saklayalım derken biraz abartı efekler de olmuş olabilir. müzikler pek bir garipti. devamlı müzik vardı sanki, anime benzerliği bunda bile var. üstüne aksiyonlarda aşırı gaz müzikler çalıyordu. meraklısına hitap ediyor, iki saat yirmi dakika falan sürüyor.

--- spoiler ---

.tetsuya'nın robotlara ilk dalış sanhesindeki müzik pek bir gazdı. bir ara ona da bakmak lazım, genel olarak bu filmin müzikleri yine dinlenebilir gibi. not alayım da aklımda bulunsun sonra bakarım.

.film hangi zamanda ya da nerde geçiyor ben tam çıkartamadım. dünya dışında gibi algıladım son ışığın dünya gezegenine düşmesi ile. 7. bölgedir, avrasyadır, pek bir şey ifade etmedi bana. hadi bunları geçtim, hareketlerin olduğu mekanları bile çözemedim. bir şeyler yıkılıyor kimse altında kalmıyor üstüne bakıyoruz esas eleman onun üzerinde dövüşüyormuş iki saattir. şu yıldırım şeysi yıkılma sahnesi en anlamsız sahneydi sanki ya da ben çözemedim.

.benzeri şekilde adam gemiyle dayanıyor mekana, başka bir yerde merkezlerini bombalıyorlar baba karakterimiz elini kolunu sallayarak çıkıyor falan bir sürü böyle acayip sahneler vardı.

.robot tiplerini samuray jack'ten, falling skies'a bir sürü yerdeki robot tiplerine pek bir benzettim. genel geçer idi. tabi animasyonlar pek başarılı değildi ama yapacak bir şey yok.

.neyse esas mevzuya gelelim, (tam anlamamak ile birlikte) sevgili baba azuma yeni hücre diye bir şey bulduğunu ve bununla organlar yapıp insanlara yedek parça gibi takılacaklarını söylüyor. daha sonra laboratuvarlarına yıldırım düşüyor ve bir bakıyoruz milyon tane insan ortalığa fırlıyor. ilkin bunları yeni hücrelerden neşet etmiş insanlar olarak algılıyoruz.

.sonra ulan ne ara nefret doldunuz bu kadar, deney sonuçlarını ortadan kaldırıyor diye insan ırkını yok etmek de neyin nesi? ne ara bu kadar güçlendiniz? o pofuduk aksesuarlar da ne demeden, filmin sonunda aslında bu elemanların yeni hücrelerden değil de savaş açtıkları 7. bölgeden toparladıkları insanlar olduğunu öğreniyoruz. elemanlar savaşta öldürdükleri insanların organlarını falan toparlıyor muymuş neymiş? böyle bir olayı var.

.yani hem dediğim saçmalığı ortadan kaldırması açısından iyi ama hem de hafiften saçma, yani onlara göre bile saçma. bunu öğrenince de pek bir şey olmuyor. aynen tam gaz devam ediyor.

.neyse amma uzattım, bizim esas oğlan da savaş manyağı... savaşa gidiyor ve ölüyor. bu yıldırım suyuna bandırınca babası o da canlanıyor. zırh mırh derken, şekil şemal tamam şekilde bu elemanlara karşı savaşıyor falan filan.

.taraflar böyle iken üstüne savaş karşıtı bir sürü laf ediliyor. hani dedim acaba birileri yaşamaktan vazgeçse bak o zaman savaş olur mu diye? bu çin kafası herhalde. kısmen bir filmde de vardı. bu abiler japon kafasında bu kadar savaşı kötüleyip, tüm insan ırkını ortadan kaldırarak bu sorunu çözeceklerini vurgulayıp, bu kadar aksiyondan keyif verip sonunda affetmekten, birlikte yaşamaya, birbirimize ihtiyacımız olduğundan birlikte var olmaya kadar romantik laflar edip filmi bitiriyorlar.

.herkesin her şeyi doğru olamaz ama yanlış da olamaz gibi laflar da var. daha vardı böyle bir iki felsefik laf.

.sonu da pek bir saçma aslında ama amaca uygun saçmalık olmuş. baba anayı ölü görünce, canlandıracağım lan bunu diyor. oğul yine asi, olmaz diyor. bu kadar şey bunun yüzünden oldu diyor. sonra oğula sen sevmeyi de bilmezsin diye nişanlısının kafaya sıkıyor. izin ver ikisini canlandırayım demeye kalmadan babayı da öldürüyor ve hep birlikte yok oluyorlar. aslında tekrar var oluşa dair bir selam çakmasalar böyle hepten yok oluş olsa çok daha tatlı olurmuş ama ümitli adamlar işte, ümit mesajları ile bitiriyorlar.

.unutmuşum ekleyeyim, ikili sesli sahneler pek iyidi. ilki esas oğlan ile kızın ilk sarılma sahnesindeydi. bir seste ağlıyor parçalıyor. diğer ses sakince aynısını söylüyor falan. hoş bir  düşünce tebrik ederiz.

--- spoiler ---