31 Ekim 2013

Black Snake Moan


timbırlek filmin içine etmiş biraz, antipatim var bu elemana ondan bana öyle mi geldi bilmiyorum ama onun haricinde film güzel idi. garip bir aşk hikayesine bağlıyorlar ama içinde müzik ve baba figürlerini bir güzel işlemişler, sonlara doğru pek bir güzel açılıyordu bu yüzden. ilk yarım saati falan biraz sıkıcı, sevgili esas kızımızı pek bir sereserpe görüyoruz, bu şekilde de bu kısımları idare ediyorlar. izlenebilir bir film.

--- spoiler ---

.tekrar başa dönmemelerine sevindik tabi ama bu timbırlek oğlanı bu haliyle nasıl askere gitmeye kalkmış daha hikaye orada bir sıkıntıya giriyor. kız gitme dedim gitti diye orospuluğa bağlıyor. böyle de bir rahatsızlık var demek. kontrolsüz azgınlık gibi bir şey. kökenlerinde tabi yine ensest babayı buluyoruz.

.işler bu kıvamda gidip gelir iken, timbırlek oğlanının yamulttuğu hatunu sevgili samuel jackson abimiz buluyor ve işler gelişiyor. adamın hiç el sürmemesi olayını iyi yapmışlar, üstüne adam blues gitaristi çıkıyor (caz diye çevirmişler de değil kesin).

.şimşekler çakar iken ve elektrik kesintisi olduğu çalıp söyleme sahnesi pek tatlıydı, en akılda kalıcı sahnelerinden biri. konserleri de fena değildi. böylesi bir filmde böyle müzikler bulmak ve izlemek güzel hissettirdi, tebrik ettik canı gönülden.01:43:57'ci saniyesinde başlayan melodi de pek bir güzeldi, daha önce de bir iki kez tekrar etti. belki bir ara sountracklerini toparlayıp bütün bir şarkıdan mı diye bakmak lazım ama şimdi bağlantı müsait değil, nasip diyelim.

.zincir meselesi de pek güzel idi söylemeden geçemyeyim, adam en taşaklı psikiyatristlere pabuç bıraktırıyor resmen. seks manyağı bir kızı adam ediyor, sonunda baş göz ediyor ve yolluyor. kendi hayatını da düzene sokuyor. başlangıç dağılmış hayatlar sonunda mutlu son, eh bu da mı huzur vermesin?

--- spoiler ---