18 Kasım 2017

Dead Famous DNA


görüntülerini falan çok beğendim, müzikleri de çok tatlı ama ulan sen o kadar para ve zaman harcamışsın bir şeyler yapmışsın, şimdi devamını söylemeyeyim de spoiler olmasın. neyse işte iki bölümünü izledim, iyidi hoştu. tarihi şeyleri pek beğenmem ama bu fena değildi. hem dandik viasat history channel da bir işe yaramış oldu. bir sürü şey yayınlıyorlar ama ilk defa bu belgeseli izlenir buldum. boş beleş işler ama yine de olsun. belli bir merak uyandırıyor, sonra o merakın bokunu çıkarıyor. çok daha güzel bir şeyler yapabilirmiş ama bu kadarı nasip olmuş. klonlanmış insanlar var ama biz bilmiyoruz muhabbetine gelince iyice ufo gören köylü meselesine döndü olay ya ona da lafım yok artık.

--- spoiler ---

.tüm bölümler birbirine bağlıymış. ilk bölümde verdiği gizemlerin hepsini sonra mı çözmüş? yoksa ilk bölümde ayrıca çözülmüş gizemler var mıdır? onu bilmiyorum. belki denk gelirsem izlerim ama izlemeye de bilirim. tüm bölümleri tek olarak yazıyorum zaten, çok da mühim değil, zira:

.adam o kadar para verip aldığı eşyaların çoğunda kazık yemiş. hani anlaşma yaptım gerçek saç, sakal, diş, kemik değilse paramı iade isterim ya da parayı o zaman veririm gibi bir şey demedi. şaka gibiydi o yüzden.

.diyorlar ki bu hitlerin kemiğidir, hindistanlı birinin kemiği çıkıyor. şaka gibi lan bu. hadi diyelim öyle çıktı sen niye bunu gizem dolu bir şekilde belgeselleştiriyorsun ki? en azından bir kaçında başarıya ulaş değil mi?

.bir elvis'in bir de darwin'in dna'larında başarıya ulaştı herhalde. bir de işte en sonunda bomba olarak sakladığı hitlerin en son karısının yahudi olması meselesini kullandı, hepsi o kadar. bundan başka da bir şey beceremedi. en azından ikinci ve üçüncü bölüm olarak böyleydi.

.adama napolyonun penisini gösteriyorlar. bu ne birader? kurumuş penisi kutuda saklayan kadın, oradan dna çıkartmaya izin vermiyorlar da komik yani. 

.john lennon'un dişi için 30 bin dolar istiyor da neyse ki vermiyor. dna'sı için de milyonlar isterim paha biçilemez diyor. neymiş efendim ünlülerin dna'larını daha sonra çocuklarına monte edebileceklermiş o yüzden büyük yatırım yapmışlar. salak bir dişçi de böyle.

.abimiz hep tane tane konuşuyor, hep bir atraksiyonlu çekimler. ağır bir havası var. muhabbetler güzel, kamera açıları da güzel aslında ama işte belgeselin esas konusu ile bu güzelliklerin pek bir bağlantısı yok.

.marlon brando olsun, şu ünlü sarışın kadın olsun hiçbirinin dna'larına ulaşamıyor. bir tek elvis işte. onun da kalp hastalığını tespit etmiş. sonra elvis'in çocuğuyum diyen bir elemanı buluyor. onun da annesi kandırmış. ne alakaysa artık. şaka gibi bir eklenti.

.darwin abimizle çok uğraşıyor, kendi de ingiliz herhalde. dünyanın her yerinde takılıyor. darwin'in sakal tellerinden genlerinin yüzde ellisini falan çözüyorlar. adamın hastalıklarını ve genetik özelliklerini okuyorlar. adam bu halde o kitabı yazdı diye sıvazlıyorlar. hep ingiliz lobisi bunlar tabii. pis evrim lobiciliği de o ağaçlardaki darwin görüntüsüne hasta oldum.

.hitler meselesi de baştan sona komikti. baştan itibaren merak salıyor. hitlerin kemiğidir şusudur busudur. 25 ülkeden laboratuvar ile irtibata geçiyor. kimse hitlerin dna'sına bile bulaşmak istemiyor. sonra belçikadan birilerini buluyor. derken bulduğu tüm kalıntılar sahteymiş. sadece hitlerin karısına dair bir kalıntı, o da yahudi bir askerin bulup getirdiği saç fırçasından alınan saçlar gerçekmiş. oradan da kadının yahudi olduğu ortaya çıkıyor. buna da inanırsak artık. nasıl bir salaklıksa inanabiliriz, o kadar büyük salaklık olunca insanın inanası geliyor.

.y genleri ve toplamda nüfusun yirmi küsür y kromozumuna dayanması falan ilginç bilgiydi. en azından daha önceden duymamıştım. onu da işte afrikaya kadar takip edip tek bir kromozoma indirgiyorlar. o da adem diyorlar ama sanki bunun tersine insanlar bir atadan değil de farklı yerlerde farklı atalardan evrimleşti diyen belgeseller de vardı. artık sallayan sallayana.

--- spoiler ---