22 Kasım 2012

Bridge to Terabithia


pek tatlı bir film, aile filmine göre beklenmedik bir son bana göre. aslında nerdeyse hiç bir konusu yokken çok da güzel bir konuya çevirmişler. bu yüzden de tebrik ettik kendilerini. standart hollywood işi filmlere göre de güzel. kendi başına da güzel bir havası var. müziklerimiz vasat biraz işte o kadar. filmi beğendim, tavsiye ederim.

--- spoiler ---

.aslında hikaye normal bir evin tek oğlu olan bir elemanın hayatındaki zorlukları falan anlatıyor gibi. okulda arkadaşları sıkıştırıyor, evde babası sert davranıyor. ha bu arada türk ailesinde olsa tek oğlu el üstünde tutarlardı ama sanki erkek çocuk yapayım diye 5 tane mi ne kız yapmış, bir erkek çocuğu var gibi diyeceğim ama ondan küçük bir kız daha var yani. adamlar kız-erkek ayırmıyor. hatta baba kızlarını daha çok seviyor falan neyse bu çok mühim değil...

.gel zaman git zaman sınıfa yeni bir kızcağız geliyor, yavrum yazık hayal dünyalarına gark olmuş bir velet. babası anası da yazarmış zaten. bunlar evleri civarlarında yıkık dökük eski bir ağaç evi buluyorlar ve o diyarlara Terabithia adını veriyorlar.

.olaylar böyle başlıyor. inanırsan görürsün filmlerinden, ama sırf konusu da tam bu değil yani gerçek ile bağlantıyı çok da güzel kopartmışlar. babasının anahtarını bulma olayından adamlar aksiyon yarattı mesela bunun gibi.

.tabi asıl vurucu kısmı, kocaman gözlerle baktığı müzik öğretmeninin bir gün müzeye davet etmesi ile ortaya çıkıyor. eleman kızı da davet edecek gibiyken vaz geçiyor ve güzel bir gün geçirip eve döndüğünde, kızın tek başına ağaç evlerine geçerken kullandıkları ipin (dereyi atlamak için iple takılıyorlar idi, ilk böyle başlamış idi) koptuğunu ve düşüp kafayı çarpıp boğulduğunu öğreniyor.

.normalde bu kısmın daha önce olması, elemanın hüzünlerden hüzün beğenip yamulması hatta ne bileyim hayallerindeki ülkede kaybolmasını falan güzel bulurdum ama bir nevi bunalıma bağlamamak adına böyle yarım mutlu son ile küçük kız kardeşi için bir köprü yapıyor ki bu filmin de adı, onun da görmesini sağlıyor ve film bitiyor.

.gerçeklik ile tam tadında bir bağ kurup öylece bırakıyor yani, tabi yeminle ben o çocukdan daha çok üzüldüm kızın öldüğüne ama hani üzülmek fayda etmez vurgusunu da beğendim. bir bizim olamadı böyle hayal dünyamız anasını satayım.

--- spoiler ---