10 Şubat 2016

Spotlight


tarihi bir biyografi imiş. olaylar birebir mi aynı? yoksa filmin başında yazdığı gibi uyarlama mı? bunu tam bilmiyorum. konu olarak çok acayip, kiliselerdeki tiplerin çocuklara yaptıkları ve özgür gazetecilik muhabbetleri olarak özetlenebilir. vurucu durumları dialoglar üzerinden halledelim demişler. kilise bu kadar güçlüyse filmi nasıl çektirmişler? adamlar mücadele etmiştir herhalde diyerek, iyidir hoştur diyoruz. filmin kadrosu da gayet iyi, piyanolu müzikler de pek dokunaklı. insani durumu abartmadan temiz işlemişler. senaryonun akışında sanki her şeyleri biliyoruz gibi hızlı hızlı konuşuyorlar, elli isim geçiyor. takibi zor olmuş. bir de olayın tarihi boyutundan ziyade sistematiği ve nedenleri muhabbetlerine yoğunlaşsalar iyimiş. kendileri bunları gündeme getirdiler ama pek üstünde durmadılar.

--- spoiler ---

.mesela konuyu araştıran psikiyatrist bir tip vardı. o neden sadece telefonda kaldı? gerçekçi olsun diye mi? öyleyse bile o elemanla uzun dialoglar tasarlanabilirmiş. adamın dediğine göre el etek çekme olayı, cinselliğe bulaşmama olayı pedofili meselesinin kökündeymiş. abimizin dediğine göre cinsellikten uzak kalabilen rahipler sadece %50'si imiş. diğerleri yetişkinler ile seks yapıyormuş ama bu durum pedofiliye müsamaha göstermeye neden oluyormuş.

.ne alaka diyor insan? hani onlar yetişkinlerle yaptı, yeminlerini bozdu da diğerleri oha yani. gizlilik muhabbetine vurgu yapıyorlar buradan ama yine de akıl nizam almıyor. neden kilise bu tipleri  koruyor? neden aklanmıyorlar? bu nasıl sistematik bir şey olabilir ülen diyor insan, sonra tanrının işleri gizemlidir mi demek lazım ne demek lazım?

.bu meselelere giremediler, telefon konuşması ile geçtiler. durumun mağdurları falan iyidi ama onları da tam göremedik. iyiler kötüler karıştı. tarafların avukatları da mı iyimiş şimdi? vakti zamanında olayın adliyenin kayıtlarına bile girmeden örtbas edilmesinde rol almış iki avukat da resmen temize çıktı.

.vatikan tarafında olan isimleri kabul etti diye öyle oldu. diğer tarafta olan da ben zaten gazeteye isimleri gönderdiydim diyerek temize çıktı. şu durumda gazeteciler mi kulak üstü yatmış? esas abimiz (michael keaton) benim hatam var diyor da insan pek de ikna olmuyor.

.bir yahudinin gazetenin başına gelmesi ile olaylar gelişiyor. insan bunun da samimiyetini sorguluyor. filmin içinde de bunu sorguluyorlar ama işte hep bir tık geride kalmış meseleler.

.yine de iyi cesaret, benzeri bir filmin müslüman ülkesinde yapılabilme ihtimali bile yok. ne diyelim allah büyük.

--- spoiler ---