16 Mayıs 2016

The Invitation


hoş bir filmdi. dizi oyuncularından karma bir kadrosu vardı. pek de bir para harcamamışlar ama senaryosu tatlıydı. müzikler yerli yerindeydi. şöyle derinden gizemli gerginliği vardı. filmin sonuna dair alternatifler içersinde en makul olanla bitirdiler. acı çekmeye güzel çözüm bulmuşlar. açıklanmayan yerler de var ama olsun o kadar. güzel gerilimli, bol sohbetli, hafif şizofren mi len bunlar şüpheli, bir garip film izlemek için iş görüyor. sona doğru ağırlaşıyor muhabbetler ama son kısım bir hayli hızlı geçiyor.

--- spoiler ---

.adamlar yas tutmaya yeni bir form getirmişler. tarikatlarının tam felsefelerini yansıtsalar çok daha iyi olurmuş ama işte bırak gitsin, öl gitsin, diğer tarafta nasıl olsa buluşacaksın diyorlar.

.tabii din olarak düşününce kendini öldüren cennete mi gidecek? alakaya maydonoz ama adamlar yapmış işte. muhtemelen izlettikleri görüntüdeki kadını da ilaçla öldürmüşler, kanser falan dediler ama o da yalan.

.olaylar garipleşince ortamdan kaçan kızı da göstermediler. o da ölmüştür muhtemelen. bu kel abimizi nerdeyse hiç iyi rolde görmedik, bir walkin dead dizisinde iyidi sanki. sakallı yeni koca orphan black dizisinden. gayler tipler var, onlar da pek tanıdık geldi. artık gay karakteri olmayan eser yok gibi bir şey.

.esas kadının tipi çok tanıdık ama baktım hatırlayamadım. zenci kadın falan kel alaka olmuş. geriye canlı kalanlardan olması iyi, son kısımda da fena oynamamış işte. 

.garip bir tarikat varmış, acı çeken insanlara ölün len demiş. ölün diğer tarafta buluşacaksınız nasıl olsa demiş. bunu gerçekleştirmek için neden arkadaş grubu toplanmış? ayin gibi mi olsun istenmiş? ya da mevzu bahis oğlanın ölümünde zaten mevcut ahali varmış da ondan mı çağrılmış. bunu açıklamıyorlar.

.ölen oğulları olduğu halde eski karısının davetine yola çıkan esas sakallı eleman ve zenci karısı yolda bir çakala çarparlar ve onun merhametlice kafasını ezerler, insan beklemeyince garip kaçıyor böyle şeyler.

.eve girince bir garip hava sarar insanı, çok kibarlardır. kapıları kitleyip dururlar. pencerelere yeni demirler falan yapılmıştır. önden hafiften hazırlarlar, bir garip oldukları zaten bellidir ama sadece kadının teki kaçar gider. onun da akibeti zaten belirsiz kalır.

.bir tane eleman geç kalır, kendisini de arrow dizisinden hatırlıyoruz. esas adama mesaj atmış, geldim aşağıdayım falan diye. bunu üzerine ortalığı ayağa kaldırır ama film şaşırtmaca yapar. meğer adamın hakkaten işi çıkmış yetişememiş.

.neyse tam bunun tantanası üzerine pişmanlık duyarken gider ölen oğlunun odasında bir miktar yas tutar, elebaşı diğer adamın fener gibi bir şeyler yaktığını görür, bilgisayardan videonun devamını izlemeye devam eder. böyle bir şey görecek de yine ortalığı ayağa kaldıracak gibi hissederiz ama sanki kabul etmiş gibi bakınır.

.derken son yemek kısmına geçilir, yine şaraplar gelir. sizi seviyoruz ediyoruz muhabbetleri edilir. asyalı tip bir yudum aldıktan sonra esas adamımız içmeyin ülen diye hepsinin bardağını kırar. ne oluyoruz demeden manyak karı bunun üstüne atlar. kadını savurur, kafasını çarpar. gay abimiz ilk yardıma koşar. derken şaraptan içen asyalının öldüğünü görürler. orada zaten film kopar.

.önce elebaşı sakallı silahla ilk yardım yapanı öldürür. sonra kel geç kalanı öldürür. şişko kaçarken bıçaklanır. bizim çift kaçar. kel bunların peşinden gelir, adamı zenci kadın öldürür ama silahını falan almazlar. sonra karşılarına evlat acısı çeken anne gelir. önce adama ateş eder. omzundan vurur. sonra kendi karnından vurur ve filmin sonunda yavaş yavaş ölür.

.geriye kalan gay tip, esas elebaşı ile kapışır, bıçaklar öldürür. sakallı esas adamımız ve karısı kurtulur. bakarlar civara hepsinde aynı fenerden yanmış. helikopterler falan uçuyor. ortalıklarda bir temizlenme havası falan varmış. böyle de biter film.

--- spoiler ---