22 Temmuz 2015

High Fidelity


müzik filmi olarak izlemek istedim ama bir miktar pişman oldum çünkü ağırlıkta romantik bir film imiş. insan ilişkleri, hayata göndermeler, ilişkilere göndermeler falan var bol bol. standart bir hayat gibi bana göre, çok feyzli cümle de yakalayamadım. cusack abimizin kamerayı muhatap olarak konuşması güzeldi, sadece bir yerinde sesli güldüm. komik şişkoyu severim ama ne bileyim çok güldürmedi. müzik filmi yazmasına rağmen tam bir şarkı bile yoktu herhalde filmde, bir tane enstrüman yakın çekimi bile alamadık hehe. nasıl bir erotizmse artık adamlar sadece şarkılara takmışlar ve elli bin tane şarkı, en iyi liste şudur budur muhabbeti dönüyor baştan sona...

--- spoiler ---

.yahu bir kere şarkılar bu kadar değerli mi diye insan düşünüyor. tamam sanat sevilsin de böyle yat kalk şarkı düşün, yat kalk liste hazırla, hayatı bunlarla falan geçir bana çok anlamsız geldi. müziği sevmek değil de müzik seviciliği gibi bir şey dedim kendi kendime. kim bilir doğrusunu tabii ki yüce yaradan bilir.

.ilişkileri ele alırsak oradan da yamuluyoruz. esas abimiz terk edilmekten dertli. film mevcut hatunun terk edişi ile başlayıp, evlilik muhabbeti ile bitiyor. neden terk edildiğini anlamak için de eskilerine falan ulaşmaya çalışıyor. en iyi beş terk edilme listesi, şarkı listesi kıvamında. bunları kameraya baka baka, tane tane anlatıyor bize.

.ilk öpücükten sonra daha iyi öpen diğer çocuk ile evlenmiş olmasını kader kısmete bağlayıp rahatlıyor. çok iyi zannettiği, çok konuşan fransız hatun için de ben ne yapmışım abi diyor. kafadan çatlakla yatabilecekken götüm götüm kaçıyor. bir tanesini de salak kendi terk etmiş, tekrar kızın kalbini kırıp içini rahalatıyor. hani biraz gülümsetir belki de komik mi yani? ayıp ulan.

.neyse asıl olay sevimsiz bir sarışınla hayatına devam etmek istemesi, tekrar  geri döndürmeye çalışması, yaptığı beş kötülüğü sıralaması ve ortak arkadaşları ile olayların muhabbeti şeklinde ilerliyor.

.esaretin bedeli abimiz, segal abimizin at kuyrukları ile müzik dükkanına geldiği sahnede güldüm. olası üç senaryoyu kafada canlandırdı ve ortaklaşa dövmeleri, en sakin, yumuşak huylu tipin üstüne klima atması falan komikti de işte bu kadardı hepsi. başka yerde gülmedim hehe.

.müzik namına önce kaset maset çalan veletleri yakalıyorlar, yanlarında evde müzik nasıl yapılır belgeleri falan da aldıklarını görüyor. herhalde ondan sonra destek oluyor da kayıt alıyorlar. kayıtlarını dinledikleri vakit ben size kaset yapayım diyor. öyle pat diye yapımcı falan da oluyor ama işin mutfağına dair hiç bir şey görmüyoruz.

.son dönemeçte iyice sıkılıyoruz, esas hatun bir şeyler organize ediyor. ilkin veletlerin şarkısı çalınıyor daha sonra komik şişko sahne alıyor. şarkısını beğeniyorlar, öpüşüp koklaşıp filmi bitiriyorlar.

.evlilik teklifi de eh işte komik sayılabilir. diğerleri fantezi sen gerçeksin diyor da bunun romantik mi olması gerekiyor? açıklamalar ikna edici de be arkadaş git fantezilerinle ol der bunu bir tane kezbana desen... neymiş yıkanmış çamaşırlarmış. öpsün başına koysun, allahın ecnebi, müzik mağazalı amerikalısının hayatının buhranına bu açıdan yaklaşamadım kusura bakmasın. her gülene karışık kaset yapacaksan zaten evlenilecek adam değilsin lan işte. mutlu sonu hak etmeyen bir film ama göndermeli bir mutlu son ile bitirdiler. ne diyeyim bilemedim. güzel (çok) allah günahlarını affetsin.

--- spoiler ---