4 Şubat 2019

Velvet Buzzsaw


bayık bir film yapalım demişler. ilkin dialog ağırlıklı, fena bir havası yok gibi diyorsun, hani çok sanatkarlar, sanat eleştiriyorlar, çok üst düzeyler. tamam hadi alıştık diyorsun, film yarısından sonra salak saçma bir korku filmine dönmeye çalışıyor ama ne korkutuyor, ne başka bir şey. saçma sapan işler oluyor ve bir açıklama gelmeden öyle malca bitiyor. korkusunu bari yapsalarmış değil mi? filmin tek dişe dokunur yanı sanat muhabbetleri ki o da çok bir şey söylenmiyor. esas eleman, doonie darko elemanı gayimsi biseksüel rolünde. artık netflix olunca düz gaylik de yetmiyor. adamlar çeşnili girişiyor. bir de logoların değiştirmişler, güzel olmuş. gerisi boş işte. görüntüler, müzikler, dandik dizi havasında. bitişi de aynen öyle gereksiz olmuş. izlenmese de olur yani.

--- spoiler ---

.sanat adına feyz de alamıyoruz. görülmeyen sanat eserinin anlamı nedir diyor. en fazla bunu alabildim. tartışılabilir ama tartışmak yerine meslektaşı ile işi pişirmeye devam ediyor. sonra ondan sıkılıp zenciye geçiyor. hepsi böyle işte.

.sanat eleştirmeni gay bir arkadaşımız var. diğerleri de müze, sanat galarisi yöneten tipler. hepsi eski oyuncular gibi. stranger things'ten abla rolündeki tip ve maniac dizinden abi rolündeki tip oynuyor. adamlar ellerindeki oyuncuları böyle kullanıyor işte.

.kendi aralarında rekabet ile giderken, esas iğrenç dişli zenci karının apartmanında yaşlı adamın teki ölüyor. dairesindeki resimlerin atılacağını öğrenen bu hanım kızımız resimleri önce eleştirmene gösteriyor, hayran kalınca artık ortalığa yayılıyor. kendi başına neden satmıyor? rekabet etmeme anlaşması imzalamış da falanmış filanmış.

.fazla kurcalamıyoruz, bir sürü para kazanıyorlar derken ilk resimlerin kalanlarını taşıyan eleman salak saçma bir yanarak, kaza yaparak ve aynadaki tablo içinde kaybolarak ölüyor. ölüsünü bile bulamıyorlar.

.sonra başka rakip gay galerici boynundaki fular ile asılıyor. tavandan bilinmeyen bir el geliyor. öyle öldürüyor. nasıl bir ruhsa artık, ilk tablolar ile bağlantılı zannediyoruz ama bir mantığı bile yok. öyle kendi çapında takılıyor.

.sonra yine rakip eleştirmen karılardan biri kürenin içine kolunu sokuyor, gece kendi başına neden bunu yapıyor aslında değil mi? sıkışıp kalabilirdi. bu sefer kolu kopuyor, kanlar içinde ölüyor. herkes bunu sanat zannediyor. çocuklar kana ayakları ile basıyorlar. hiç mi kokmuyor arkadaş? nasıl bir sanatınız varmış sizin, batsın sizin sanatınız! en büyük eleştiri de burasıydı sanırım.

.geri kalan yerlerde artık saçma sapan gidiyor. esas eleman tablolarda bir sıkıntı olduğunu anlıyor ama çok aptalca bir şekilde ölüyor. çöpe atmak yerine deposuna götürüyor, orada da filmin başındaki robotumsu arkadaş bunu fena kıstırıyor.

.zenci karı bu elemandan önce ya da yakın zamanlarda ölüyordu. boyolar içinde duvar resmine gömüyorlar kendini, ne manası var onu da anlamadım.

.geriye yaşlı karı kalıyor. son tablosunda kedisi ile otururken görülüyor. tabloları güya elinden çıkartıyor, rahat ediyor ama boynundaki filmin ismini yazan dövme, bir anda canlanıyor, boynunu delerekten öldürüyor. böyle de film bitiyor. çok da güzel bir bitiş. tatile çıkmış sanatkar yaşlı abimiz de suya-kuma yazıyor!

--- spoiler ---