7 Haziran 2017

Gwai wik


izleyecek bir şey bulamayınca arada böyle filmler kaynıyor. bazen böyle tv filmi tadında ama güzel şeyler çıkıyor diye bir şans veriyorum ama bu sefer cidden çok dandikti. adamlar çorba yapalım bir tarafından tutar da güzel olur demişler. bildikleri her şeyden biraz katmışlar herhalde. bir de bütçesi falan nedir? bir sürü insan, bir sürü mekan, animasyonları arada kötü görünüyordu ama iddialı bir işe kalkışmışlar becerememişler. tayland devleti destek mi olmuş? niye böyle bir hikaye? sonunda ne oldu şimdi? hepsi boş yani, esas kadını bulup sana film çekelim mi lan der gibi yapmışlar. diğer tiplerin hepsi de inanılmaz kötü oyunculardı. sanki video kamera karşısında bön bön bakıyor gibiydiler. ne yapmaya çalıştıklarını anlamadım. bir de çinceydi sanırım. tayland dili ve edebiyatı nerde? düblajlı mıydı? yoksa çince değil miydi? bunları bile anlayamadım. gerek de görmedim. ben ettim siz etmeyin.

--- spoiler ---

.bir tane yazar hanım kızımız var, kendisinin kitaplarını film yapıyorlarmış. onun muhabbeti ile başlıyoruz. daha yazmadığı kitabın filmi bile hazır yani öyle bir durum var ortada.

.aşk hikayeleri yazıyormuş ama bu sefer doğaüstü korku morku yazacakmış. hayalet gördünüz mü diye salak bir soru ile zaten filmden şüphe etmeye başlıyoruz.

.sonra olaylar gelişiyor, evinde başka biri hissi, uzun saç bulmalar, telefondan gelen sesler, küçük kız çocuğu artık ne kadar klişe varsa hepsine giriyorlar. hayaletli ev gibi yapacakken başka bir filme dönüyor, zombi istilası gibi oluyor. 

.yaşlı kadın ve çocuğu görüp bindiği asansörden sonra başka bir dünyaya geçiyor. atılmışların, geride bırakılmışların dünyası. eski püskü eşyalar, artık oynamadıkları oyuncak bebekler, hepsi bu dünyaya toparlanmış. unutulmuş ölüler var, normal ölüler var, zombiler var, uçan kaçan hayaletler var. parmağını buna dikmiş esas kötü gibi olan bir kadın da var.

.filmin ortasından itibaren yazdıklarının hikayeyi etkilediğini hissettiriyorlar. girdiği bu hayaletler dünyasında da yaşlı adam buna aynını söylüyor. bunların hepsini sen yarattın diyor. bir taraftan film içinde film, hikayeyi değiştirecek güç falan gibi bir şeyler yaparlar diye bekliyoruz.

.bu sefer de anlamsız bir drama boğuluyoruz. ceninler mağarası gibi, böyle kanlı kırmızılı (filmin renkleri inanılmaz malcaydı bu arada) bir mekandan geçip gittikten sonra o ceninlerin aldırılmış çocuklar olduğunu söylüyorlar. meğer kadının aşk hikayesinde bunu terk eden adamdan çocuğu varmış, onu aldırmış. onun hikayesini yazmış ayaküstü.

.adam da bunu karısı hamile diye terk etmiş. yani yasak aşkmış, karısı hamile diye onu terk edememiş, o arada bunun hamileliği ortaya çıkmış. adama söylemeden halletmiş. bunun gözyaşları ile anlatıyorlar işte.

.her neyse buna öte dünyada  yardım eden minik velet bunun çocuğu imiş. adobe after effect'in parçacıklarını saça saça geçide gelip hepsinin dağılmasını izletiyorlar. salak saçma zamanı durdurma efektleri mi ararsın? öncesinde başarısız düşme efektleri mi ararsın, hepsi var yani. derken dünyadan kurtuluyor, gerçek dünyadan rüyadan uyanır gibi uyanıyor. oha hepsi rüyaymış saçmalaması yaşatıyorlar. neyse ki değilmiş ama bu sefer de yazdığı roman ile kendi karakteri ayrılmış. yaşlı adam buna benzer bir şey diyor. tam anladımsa ne olayım ama zaten mühim de değil. kendisine yansıtmış olayları, yazan dış dünyadaki kendisiymiş. kendisi de kendinin hayaleti olmuş ve böylece sona ermiş.

--- spoiler ---