9 Aralık 2017

Sound of Noise


fikir güzel, uygulama güzel, müzikler güzel ama finali öyle çok beğenemeyince on puanlık film diyemedim. son kısma kadar çok güzel gidiyor. kamyonette davul çalma olsun, adamın tekini ameliyat masasında enstrüman gibi kullanmalar olsun çok iyidi. üstelik çaldıkları da çok güzeldi. diğer fikirler de hoştu ama çaldıkları biraz daha zayıf kaldı. senaryo olarak bir düşünceyi yedirelim demişler. güzel de yapmışlar, hepsi iyi güzel derken esas polisimizin olayını bir yerden sonra idrak edememeye başladım. bundan başka da bir sıkıntım yok. şöyle komikli, müzikli bir film izlemek istenirse pek işe yarar.

--- spoiler ---

.son kısmı çok anlamadım oradan başlayayım, şimdi bu ritm sağırı, tahta kulak polis kardeşimiz bu derdinden müzdarip olarak tüm şehri müzik enstrümanı olarak kullandığı vakit nasıl oluyor da konser salonu bundan etkileniyor ki? ha hadi kadın orada çaldı etkiledi falan filan diyelim. iyi güzel de mesela alarmler de müziğin parçasıydı. onları da duyamaması lazım. o an şehirde ritme katılan her şeyi tamamen duyamaması lazım.

.sadece adamın kafasına patlattı diye adamı duyamıyordu mesela, oradan yola çıkarak sadece klasik müzik değil her şeyleri duyamaması gerekirdi. biraz abartı olmuş. karıdan yardım istetelim, bir öpücüğe bağlatalım demişler o hiç olmamış. neyse ki sonsuza kadar mutlu yaşadılar geyiğine dönmemişler. kadın her taraftan müzik yapıyor adam da tam tersi, anlaşamazlardı. üstelik kadın hiç mi yanağı ile bacağı ile müzik yapmamış mesela? kadını niye duyuyor ulan?

.bunlar haricinde güzel işte. sonunu yapmasalar sadece şu yozlaşmış şehre gerçek müzik verelim diye her türlü aletten müzik yapabilmeleri iyidi. kadının zaten su konseri falan da iyidi. sahnede bir şeyler çalacakmış gibi yapıyor. yardımcısı mum getiriyor, herkes bir beklentide. sonra yangın musluklarına doğru mumu tutuyor, her tarafa su basıyor, insanlar kaçışıyor, kıyamet kopuyor. kadın da şef misali gürültüyü orkestra ediyor. güzel fikir.

.doktor doktor parçaları da harika, hastanede keşif yapıyorlar. basur ameliyatı için adamın tekini buluyorlar. adamı yatırıyorlar masaya sonra başlıyorlar çalmaya, hakkaten iyidi yani. hem komikti, hem müzik güzeldi. arada adamı öldürüp geri de getirdiler. bir şey olmamış gibi devam etmeleri biraz saçma ama güvenlik kayıtlarından olayın ilk anlaşılma hali de pek tatlıydı.

.şehirde müzik terörü esiyor, sokak müzisyenlerini, oradan buradan müzisyenleri toparlıyorlar. o enstrümanı sessizce yere bırak falan da özenle yerleştirilmiş bir dialog şimdi. tabii bu kadar enstrümana bizim tahta kulağın dayanma gücü kalmıyor, ortalığı kırıyor geçiriyor.

.elektrik santralindeki müzik pek zayıftı ama tüm şehri etkileyecek bir gösteriye dönüştürmüşler. adam hem yerlerini buluyor, hem fikirlerini çalıyor. bunu da kendi çıkarı için kullanıyor. o da pek makul değil aslında. bunlar elektrik tellerine çıkıp müzik yapıyorlar iyi güzel ama bu sesin kablolardan şehre gitmesi de çok uçuk bir hadise, pek mümkünatı yoktur diye tahmin ediyorum.

.neyse işte eleman bunları iş üstüne yakalıyor, müzikten kurtulmak için bunları kullanıyor. kadın durumun farkında olsa yardım eder miydi? bizim ekip de hayatta kalmak için güneylerde yemek müziğine katılmış elektric love adlı şarkıyı söylüyordu ve film bitiyordu.

--- spoiler ---