8 Ağustos 2017

Lion


iyi hoş da ne bileyim böyle bir mayhoş. son kısımdaki mesajlar güzeldi, filmin akışı müzikleri falan da hoştu. biyografi filmlerinin son tamamlamasını da yapmışlar. gerçek halleri ile filmdeki halleri ilk benziyor gibi, sonra yok artık diyecek kadar farklı yapmışlar. gerçek hallerinin bakılacak tarafı yokmuş, haklılarmış da ne bileyim işte. hakaret gibi bir yerden sonra. sonracığıma film boyunca sorduğum tek sonu neden otuz küsür yaşında bu işe kalkışmış? neden daha önce değil? onun bir cevabını vermediler. hayat mayat, o an aklına gelmiş gibi bir anda kafayı kırmaya başlıyor. pek inandırıcı olmadı böyle sanki ama yapacak bir şey yok, adamın aklına o zaman geldiyse senaryoyu da değiştiremezler ya? neyse hem gerçek hayat, hem kitap, hem de film olmuş. öyle büyük duygusallıklar yaşatmasa da bir takım gönül teli titremeleri verebiliyor.

--- spoiler ---

.pat diye 20 sene geçiyor. ara kısımlarda ne yaşadığını bilmiyoruz. hep aklındaydı da buna nerelisin diye sorup üzerine çocukken sevdiği tatlıyı görünce mi kırılma yaşadı tam olarak? yani bu kadar mı? ülen seni onca sene arayabilecekleri daha önce aklına gelmez mi? en azından bir bildirim bir şeyler bıraksan olmuyor mu? sadece fotoğraf karşılaştırmalı bile bir sistem olmalı.

.tamam adını bile yanlış biliyormuş, zaten filmin adı da oradanmış, ona lafım yok ama yine de çok geç aklına gelmiş. aklına geldikten sonra ortalığı karıştırmış. tren hızına göre çizdiği çember dar gelmiş, pat diye dışındaki yeryüzü şekillerinden evini mi bulmuş? buna da pek inanadım. belki hani taş ocağından şundan bundan tanıdık gelse bulsa, ona eyvallah diyeceğim ama film başlangıcındaki kelebekli yerdeki yeryüzü şekillerinden tanıdı resmen, sonra da geriye gide gide evini buldu.

.filmi google üzerine yapmış, google earth tanıtımı için bundan büyük film olmaz herhalde. street view için de bir o kadar film bekliyoruz. tabii hindistanın oralarına arabalarını sokup çekemezler ama yine de google yapar bir şeyler, güvenimiz sonsuz.

.abisine tren çarpmış, benin anladığım bu. gece para kazanmaya çıkıyor, artık trenlerin orada ne yapıyorsa, küçük kardeşi de yanında gelmek istiyor. gelemezsin sana göre değil, ağır yükler var falan derken velet bisiklet misiklet kaldırıyor. abisinin kanına giriyor, kabul ediyor ama geç vakit olduğundan uykusu geliyor. derken bankın tekinde veledi bırakıyor. kendisi gidiyor ve geri dönmüyor. velet de işte kayboluyor başına bir sürü şey geldikten sonra avusturalyalı bir çift tarafından evlat edinilip, pek de güzel bakılıyor. filmin gerisi belli bundan sonra.

.veletken başına gelenler inanılmaz ama çok da üzerinde durmadılar. belki abartmak istemediler bilmiyorum. ilkin çocuğa sulanan bıyıklı bir adam vardı. kaçıp kurtulması için resmen tezahürat yaptık, yani böyle bir kaçış yok arkadaş. sokak çocuklarının olayından nasıl kurtuldu onu çok anlamadım. allah yardım etti herhalde.

.sonunda çocuk toplama kampı gibi, işin aslı köpek barınağından beter bir yerdi. demirlerin arkasından yeni gelen çocuğa bağırmalar falan, nedir yavrum bu böyle? şimdi bu mekandaki kafayı vuran çocuk, evlat edindikleri diğer çocuk muydu? onu açıklamadılar. eğer öyleyse elemanın başına ne geldiğini bilip bunun muhabbetini niye etmediler? duyar kasmak istememişler desen karakterin temel özelliği bu, kafayı yedirtmişler elemana yani ne yapabilirsin ki? 

.bir de ilk evlat ediniyor çocuğu, daha bir iki kelime ingilizce biliyor. sen büyüyünce tüm hikayeni anlatırsın diyor. pat diye eleman büyüyor ama gram konuşmamışlar. ne eski hayatını biliyor, ne başına gelenleri biliyor. üstelik daha şaşırtıcı olan bu avusturalyalı tipler aşmış tipler. doğurganlarmış ama dünyada yeterince insan olduğuna kanaat getirip yeni bir tane yapmak yerine yapılmışlardan yardıma muhtaçlara doğru meyletmişler. helal olsun dedim, aklı başında insan var yani, az da olsa bir işe yarar mı? kimseye fayda etmez herhalde. neyse iyi güzeldi bu kısımları, böyle böyle bitti gitti.

--- spoiler ---