16 Ekim 2014

Mononoke-hime


Hayao Miyazaki abimizin işlerinden en beğendiğim diyebilirim. anlam veremediğim işler olsa da genel mesajı güzeldi. sonu da mesajı destekledi. esas oğlan ve esas kız pek tatlıydı. aralarındaki bir garip romantizm bile kötü gelmedi bana, o derece tatlı buldum. kurtlar bir harikaydı. anne kurt falan çok ağır bir tipti. tabi yine meraklısına falan hitap ediyordur, hafif saçma işler de olmuyor değil. genelde standart müzik duydum, cast kısmındaki müziği bir kez daha çaldılar filmin içinde, bir tek o fena değildi. fantastik bir anime için iş görür, kafa kol fena kopuyor hehe.

--- spoiler ---

.anlamadığım yerlerden başlayayım, bu mal abimiz geyik tanrısının kafası ile ne yapmaya çalışıyor? bu neyin kafası? kafasına ödül mü konmuş? mahkeme emri falan diyor ya insan anlam vermekte zorlanıyor. bir tarafta ormanın ruhu diğer tarafta mahkeme. insan doğa ilişkisi üzerine gönderme olarak mı kabul etmek lazım bu kısmı da bilemedim.

.genel olarak zaten komple gönderme yapmışlar, ağaç kesiminden birlikte yaşama meselesine, hayat vermek-almak meselesinden delirmiş tanrılara kadar hepsi insanın dünyadaki yeri ve önemine işaret ediyordu.

.ormanın ortasında körük hane gibi bir şey yapmışlar ve demiri çıkartıp işliyorlar, tüfek çıktı mertlik bozuldu hesabı bir tane kadının teki burayı işletiyor ve herkeslere meydan okuyor. tabi olayın öncesinde sevgili esas kızımız prenses mononoke'nin elinden almışlar ve onu insanlara karşı nefret dolu hale getirmişler. kurtların büyüttüğü kız olmuş.

.sevgili esas kızımızın ilk karşılaşması kurt annesinin yarasındaki kanı emmesi ile başlıyor, sonra köye daldığında onu kurtarmak için kurşun yiyor, sonra öldürecekken çok güzelsin diyor ki çok enterasan bir çıkış idi hakkaten, sonra geyik tanrısı elamanı kurtarıyor ve artık aralarında bir yakınlaşma oluyor.

.tabi ormanın ruhları, tanrıları falan rahat durmuyor. insanlarla davaları var. yaban domuzları insanları öldürmeye gidiyor. esas kızımız da onlarla gidiyor ve yine ayrılıyorlar. derken bozguna uğruyorlar ve baş yaban domuzu lanetli tanrıya dönecek iken sevgili san da içinde kalıyor bu durumun. inanılmazdı aslında bu sahneler, kız için solucanların içine atlıyor, çıkarmaya çalışıyor ama başaramıyor. neyse ki anne kurt kurtarıyor.

.geyik tanrı geliyor, lanetli tanrı olmadan yaban domuzunun canını alıyor. derken pusmuş insanlık geyik tanrının tam tanrı olacakken kafasını kopartıyor. tabi tüfeğin yeşillenmesi ve o atışın yapılması birazcık zorlama olmuş ama hepsi sevgili esas oğlanın iyileşmesi için şartmış gibi gibi. bu sırada tüfekli hatunun kolunu anne kurt da yiyor. anı olarak alıyor herhalde.

.sevgili geyik tanrımızın (tipi çok ürkütücü aslında) kafası kopunca ortalığa zift gibi bir şey yayıyor (petrole gönderme olabilir mi?) her şeyin ölmesine sebep oluyor. körük haneyi yerle bir ediyor. hala kafasını kaçırıyorlar falan derken tam son noktaya kadar savaşıp en son anda lekeler içinde kalmış esas oğlan ve kız geyik tanrımızın kafasını geri veriyor ve bunların üzerine değişik sıvılar püskürterek üzerlerine kapaklanıyor. kafayı alıp doğruldu derken güneş doğuyor ve hop devriliyor. yarattığı patlama ile ormana hayat veriyor ve ortadan kayboluyor.

.esas kız ve oğlan da bu şekilde kurtulmuş oluyor. geyik tanrısı öldü diyor san ama ashitaka (yazması zor olduğundan bir kez yazdım) o yaşamın ve ölümün kendisi, ölmez diyor ve uzak mesafe ilişkisine geçiyorlar. film de orada bitiyor.

--- spoiler ---