18 Eylül 2012

Claustrofobia


vakit kaybı büyük ölçüde, tipler fena değil sadece o kadar yani. esas kız ve oğlan iyi gerisi yan karakterler de hoş ama çok başarılı değiller. senaryo inanılmaz hatalara sahip. son pek bir belli, hatta olaylar en başından belli, hollandalı emmiler yapamıyor anlaşılan pek. düşük bütçe ile de olur, güzel de olur ama bu kadar mantık hatası olmaz arkadaşım.

--- spoiler ---

.saymakla bitmez zaten de her halde en büyük mallık, dedektifin yaptığıdır. ulan sen kayıp bir insanı felçli halde yatakta buluyorsun ve hala telefona davranmıyorsun. kimseye haber etmeden eve girmeyi, araştırmaya yapmayı falan bir kenara koyuyorum. saçma sapan cidden.

.ayrıca son konuşmadan bu yana kaç dakika geçti bilemiyorum ama yarım saatten fazla geçmediği bariz, adam yarım saatte karakola gidiyor ama 5 dakikada dönüyor falan öyle bir sürü salak saçma iş var.

.neyse hikaye şöyle, veledin tekini öpücük vaadi ile kızın teki morga kapatır şaka olsun diye. üç gün boyunce yemeden içmeden kafayı sıyırır bu veled, sonra da bu kızdan intikam alır. yakalar verir ilacı felç eder, kim bilir kaç yıl. esas kızımız da veterinerlik öğrencisidir (giriş kısmı zaten hiç alakasız tamamen zaman kaybı) neyse işte komşu olur bu elemanla. ilaç böbreklerini çürütüyordur, kızın böbreklerine ihtiyacı vardır, bu kadar.

.ev sahibi ve dedektifi öldürür bir böbrek için, ha bak bu da çok şaşkınlık verici olduğu için de son sahnede donörlük uyarısı ile sosyal mesajımızı da çakıverirler. oy maşallah her şey tamam olur. 

.afiş çıplaklık vaad ediyor ama içinde çıplaklık yok pek bu yüzden de hayal kırıklığı oldu diyebilirim. öyle daha bir sürü hayal kırıklığı falan filan.

--- spoiler ---