6 Temmuz 2012

The Tree of Life


tam olarak tavsiye edemiyorum kendilerini, iki saati geçkin bir süresi var. fazla bir kere, doksan dakika yeter de artarmış. müziklerin yüzde sekseni diyelim, baya iyi durumda. görüntülerin de mekan çekimleri falan baya baya iyi. bir gölge sahnesi var mesela, gölgeyi düz insanları ters çekmiş. tebrik ettim yönetmeni, o derece yani. ama başlarda verilen gazı yemiyor yokuşu çıkamıyor sevgili filmimiz, sonlarda boğuluyor da boğuyor. gelişme ve sonuç kısmı hatta ilk 45dk harici sırf sonuç kısmı gibi, sıkıyor. az belgeselli dramlı film gibi bir şey işte.

--- spoiler ---

.bir kere filmde dinazor görülüyor arkadaş, ne alaka değil mi? adamların hayal gücü işte. belgeselleri yedirmişler az az, tanrı ile konuşmalar da çeşit. her şeyin var oluş meselesi de ayrı bir çeşit. dinazor ne alaka dersen. bir de neden kafasına basıyor diğer dinazorun dersen onu bilmiyorum.

.daha hangi kardeş öldü onu tam tespit edemedim desem yalan olmaz. zaten mesajları o değil de garip yani aile ilişkilerine bu kadar girmek. baba figürü ile bu kadar oynamak falan, ölsün diye dua ediyor baskıcı babasında ne alakaysa diğer parçalar ile.

.sonuçta evlat acısı filmi, ölüyor bir evladı sonra dünyalara konuşuyor, tanrısı ile konuşuyor bir başka dünyada, sanki bir başka boyutta  az biraz takıldıktan sonra oğlumu sana veriyorum tanrım diyor ve yas sürecini bitiriyor. evlat acısının yas dönemini anlatmışlar iki saat. evrenden aile ilişkilerine kadar her şeyi ile. 

--- spoiler ---