16 Haziran 2013

Heartless


filmi beğendim, deruni mesajlar çakmışlar dialoglara. müzikler pek hoş, ingiliz filmlerinin müzikleri ayrı bir hoş zaten niyeyse. sonunu pek toparlayamamışlar ama o kadar da olur dedim artık. sonu daha ağır fantastiğe bağlasalar ve aniden gerçeklik ile bitse çok daha tatlı olurmuş film, buna şüphe yok. filmin esas oğlanı müziklerine de bulaşmış. çok da iyi etmiş. hele son bitişdeki müziği pek bir vurucu. bu da canlı versiyonu.

--- spoiler ---

.doğum lekeli bir oğlan var, içine kapanık bir fotoğrafçı. babası da fotoğrafçı imiş, ölmüş on sene önce... kardeşi ile birlikte çalışıyor, annesi ile yaşıyor. bir anlamda sessiz sakin bir yaşam. eksikleri var elbette ama idare ediyor işte. 

.kaos ve korku geliyor bir gün, çeteler adam yakmalar molotoflar falan derken bu başlıklı insanların suratlarını yaratık gibi görüyor en başından beri. derken olaylar gelişiyor. bunun anası da yakıyor bu veletler ve bir anlamda şeytan ile görüşme için kapı aralanıyor.

.küçük kız da dengeleyi güç mü? hepsi kötü aslında çünkü kaosu sürdürmek için biri tehdit etse de diğeri psikolojik baskı yapıyor. korku ve savaşların insanların gelişimine katkı yapmasından dem vuruyor bizim şeytan aga. muhabbetlerinin sonunda da yüzündeki lekeyi duvarlara tanrıya küfreden bir yazı yazması karşılığında sileceğini söylüyor.

.kabul ediyor bizim oğlan, aslında olayları anasının ölümü bağlamında düşünürsek bu kısım oturmuyor ama yine de fantastiğe bağlıyoruz çünkü devamlı küçük kız görünür oluyor bu vakitten sonra. silahtar baba geliyor ardından ve bunun anlaşmasının gerçekte adam öldürmek olduğunu söylüyor buna.

.hafiften kabul etmezlik yapıyor ama yola geliyor gidiyor bir tane eşcinsel fahişesini gözüne kestiriyor. dexter vari paketliyor, ki en başında neden bu kadar çok streç aldım evladım, bunlar bana ölene kadar yeter dediydi anası o akla geliyor, kalbini söküyor hala atar iken. anlaşmaya uygun olarak da son çanda kilisenin merdivenlerine atıyor.

.yüzdeki leke de gidince açılıyor eleman, karı kız yapıyor derken işler huzurlu bitmeyeceği zaten belliydi ya, karışıyor işler. tekrar geliyor şeytan buna, sevdiği kızın kalbini istiyor hehe. yapamam edemem muhabbetleri arasında, kızın yeğeninin çetesindeki bir kız olduğu ortaya çıkıyor ve kim vurduya gidiyor.

.sonra çete çıkıyor meydane, bu şeytan olarak gördüğü eleman içindeki kötülük olabilir tabi. çeteler ile savaşırken elebaşı bu gibi gösteriyorlar ama sadece eleman öyle görüyor olabilir. neyse işte küçük kız ve yüzündeki leke dahil olayların hikmetine varıyor ve ondan korkmadığını söylüyor. hop dışarı çıkıyor...

.çeteden kalan tipler yüzlerindeki maskeyi çıkartıyor, ilk defa maske olarak görmüyor tabi bizim oğlan, bir tane molotof yiyor ve babasıyla çektirdiği o sihirli ağaç pozunu düşünür iken cayır cayır yanıyor.

.şiddete göndermeler hoş, kalp sökmeler ya da insanın içindeki şiddet muhabbeti de hoş. düzen ve kaos muhabbeti de güzel. tüm bu gerilim içinde oğlan mala vurunca sevinmesi ve üstüne aşkın ölümsüzlüğü meselesi de güzel. sürünmek ölümsüzdür diyor şeytan, doğru da diyor.

--- spoiler ---