25 Temmuz 2015

Martyrs


yav şimdi film bir garip, fikri altyapısı falan da var eyvallah ama abicim manyak mısınız diye senaristi falan karşıma alıp konuşmak isterdim. sağlıklı insanlar değil böyle senaryolar yazan tipler, var yani bir sıkıntıları. yönetmeni falan bdsm sevmese böyle bir film çekemez herhalde. özel tasarım işkence aletleri falan yapmışlar kendi çaplarında. şimdi son tüketici olarak biz bunları niye izliyoruz? işte adam kessinler falan da bir garip hissedelim diye. gerçek olmadığını bilip umursamayarak falan filan. yani bunun için bile garip bir film. adamlar oturup böyle şeylere kafa yoruyorlarsa mazoşistlik, sadistlik konusunda doktora falan yapsınlar artık. ha müzikleri hoş, görüntüler de fena değil.

--- spoiler ---

.hikayemiz ilkin deli kız, çocuğa işkence, hafif röportaj ve çocukluk arkadaşlığı kıvamında başlıyor. daha sonra pat 15 sene sonrasına geliyoruz. hikayenin akışı bu açıdan iyi aslında. normal bir aile, kahvaltı ediyorlar, şakalaşıyorlar. derken kapı çapıyor. tüfeği almış gelmiş bizim işkence görmüş kızımız tek tek aileyi hoplatıyor. anında aile yok oluyor ama anne karakteri tam ölmüyor.

.derken hafif pişmanlık ve çocukluk arkadaşını çağırmalar. arkadaşı gelip durumu görünce hafif kafayı yiyor ama cesetler için yardım ediyor. derken anne karakterinin ölmediğini görüp kaçırmaya çalışıyor. lan 15 senedir inanmadın mı sen bu kıza diye insan isyan ediyor. hani o vakte kadar kızın deli olma ihtimalini bize gösteriyorlar ama yine de işler bu açıdan güzel bir karmaşayla ilerliyor.

.hayali ölü kız bu hatuna zarar veriyor ama kendisi zarar veriyor, yok efendim ondan kaçıyor diğerlerini öldürüyor falan derken arkadaşının ölmeyen anneyi kaçırmaya çalıştığını görünce kafayı yiyor. önce annenin çekiçle güzelce kafasını eziyor sonra arkadaşına atar gider yapıyor. yetmiyor kendini kesip biçiyor. hop boğazını kesiyor ve lan noldu derken esas hatun oyuncunun o olmadığını öğreniyoruz. bu da güzel bir hamle aslında.

.neyse arkadaş karakterimiz geride kalıyor, arkasından kızcağızı çarşaflıyor falan ama anası ile konuşurken çekiç hareket ediyor nasılsa, belki sadece görüntü falan filan. derken gizli geçişi buluyor ve evin altında işkence tesisi olduğunu fark ediyor. hala aşağıda işkence seansında olan bir hatun var. gidiyor onu kurtarıyor ama çoktan kafayı yemiş.

.şimdi filmin en saçma kısmı geliyor, bu kurtardığı hatunu (kafasından alet çıkarma sahnesi iğrençti hakkaten) düzelteyim falan derken pat siyah elbiseli abiler içeri dalıyor. kafasına sıkıyor öldürüyor. lan insan şimdi mi gelir? saatlerdir, belki yarım gündür evdeler ama alarm sistemleri falan yok. o kadar zaman sonra geliyorlar.

.tabii saçmalık derken o kadar işkence yapıp da hala hayatta olmaları da inanılmaz. olacak iş değil bir kesik enfeksiyon kapıyor da yamuluyor gidiyor. resmen derilerini pörsütüyorlar ama maşallah capcanlılar. o kadar kan akıyor ama hala dinçler mübarek.

.neyse ekip gelince bunların tarikat, cemaat böyle acayip kafada tipler olduğunu anlıyoruz. hepsi gerçek ve tabii ki bir gündemleri var. bunu da yakalanan arkadaş karakterimize yaşlı bir kadın gelip güzelce açıklıyor.

.filmin fikri altyapısı da bu. yani yersen diye anlatıyorlar ve çok acayip. tarihten işkence yapılan fotoğraflar gösteriyorlar. bazısı insanların yaptığı bazısı hastalık. temel fikri yeterince acı çekersen allaha ulaşırsın gibi bir şey. ölümden sonrasını görmek, gizli bilgilere vakıf olmak tadında bir kafaları var da otur sana yapsınlar madem lan?

.bunun için en uygun tip genç kızlarmış. burada basıyoruz kahkahayı çünkü meme ucu görmekten çok affadersin ereksiyon olduk. neyse bu kadar kanlı film ve şiddet pornografisi üstüne normal bir cinsel göndermeler de aslında başarılı diyebiliriz ama manyaklık da olabilir şimdi komple ruh hastası yapıyorlardır bizi bilemedim.

.kızcağızı paketliyorlar ve işkence senasına alıyorlar. martyr midir nedir? şahit demekmiş. sonraki hayata şahitlik eden, yeterince acı çektikten sonra kafayı sıyırmazsa bu aşamaya geçebiliyormuş. yavaştan başlıyorlar hatunu yamultmaya. yemek yerken dövmeler, günde üç posta dayaklar. hepsi iyi güzel de en çok saçı kesilirken ağlıyor hatun şaka gibi.

.bir de anlamıyorum dayak nedir? ağzını burnunu kurmaya ne gerek var? acı için çok daha iyi yöntemler yokmu? kafaya o kadar darbeden sonra bu kadının ağzından çıkacak bir kelimeye inanılır mı? buraları resmen düz geçmişler.

.neyse ağız burun tanınmayacak hale gelince (sadece çarpıcı olsun diye belki de işte) hafiften teslim oluyor hatun. son bir aşama kaldı sabret diyor işkenceci yeni anne karakteri. son aşama ne?

.kadının dersini yüzüyorlar arkadaş. canlı canlı deri yüzme sanatı. yok böyle bir olay. uyuşturma falan yapmıyorlar ise nasıl bağırmadı? bu aşamadan sonra kadın eriyor. gözler fotoğraflarda gösterildiği şekilde boşluğa kitleniyor.

.kadının gözüne falan giriyoruz ama öte taraftan bize bilgi veremiyor film. öyle ışıklar cümbüşler şöyle böyleler. derken madem erdi biraz rahat ettirelim diye suya yatırıyorlar karıyı. artık acısını falan da azaltmazlar herhalde alıştı acıya.

.hemen matmazelimizi çağırıyoruz, ne gördün diye soruyor. o da bir şeyler mırıldanıyor. izleyiciler merak ediyor hani bir filmde ölümden sonrası gizli bilgileri bize verecekler falan diye hehe. şakacı yönetmen ve senarist kardeşlerimiz de bu aşamayı geçtikten sonra bir açıklama yapan abi ile devam ettiriyorlar. matmezel de birazdan edindiği yüce bilgiyi godaman sınıfı ile paylaşacak.

.hepsi manyak, böyle bir şey için yatırım falan yapmışlar herhalde ve bunu öğrenmek istiyorlar. ermiş cemaat üyeleri kıvamında birbirlerini tebrik ediyorlar. şehadet şerbeti falan mı nedir anlamadım ya kadının halini böyle abartıyorlar.

.neyse yaşlı karıyı bekliyoruz, hazırlanıyor falan derken kapıdaki elemanla muhabbet ediyor. merak ediyor musun? ha öyleyse al kafama sıkarım diyor ve film bitiyor. şakacı abilerimiz de bu bilgiyi paylaşmamış oluyorlar. hani tamam iyi şaka, bunun yerine uyduruk bir şeyler söyleseler daha saçma olurdu ama bu şekilde de olmuş mu yani?

--- spoiler ---