baya bir karmaşa var. man made planet adlı belgeselin adı da buydu. o zaman aratınca başka bir ad çıkmıştı. acaba dedim, farklı bir bölümü müydü? şimdi başka bir bölüm izledim, dört tane bölümü varmış. videosuna bakayım derken, direkt olarak bulamayınca üşendim. şimdi ayrıca yazayım, eğer diğer belgesel ayrı bir belgesel değil de bunun bölümü ise, burada birleştiririm artık. uzaydan dünya çekimleri çok hoş ama çok da güzel bir olay yakalayamamışlar. bir de en başında hayvanları en ince ayrıntısına kadar izlemek mümkün diyor. hayvanları böyle izliyorlarsa insanları nasıl izliyorlardır? bin tane uydu varmışmış da şöyleymiş böyleymiş. bunu düşüneceğimi bile bile söylüyorlar bence. neyse izlesinler bakalım, onların uyduları varsa bizim de allahımız var allahımız!
e01:
A New Perspective
--- spoiler ---
.bölümdeki en güzel bilgi penguenlerin sıçarak dünyayı kahverengiye boyamasıydı. böyle bir ayrıntı yakalamışlar. insanların bildiğinden iki kat fazla penguen varmış. beyaz buz üstünde bok rengi arıyorlarmış. bir taraftan komik ama ne kadar da blur yapsalar, sıçarken göstermeseler iyidi.
.başlangıçtaki fil kardeşlerle ilgili bir hikaye olacak zannettim ama yağmurlar geldi, hayatlarına devam ettiler. hepsi sağlıklı olsun lafım yok da öyle bir kuraklıkla girdiler, korktum yani. güzel çekimlerdi.
.fok yavruları da pek güzeller, onlara da tamam ama buzdaki yuvarlak olayları açıklamadılar. neymiş bunlar? buz inceliyor, hepsi yamulacak diyorlar. bu insanı üzüyor ama eskisi kadar yaygara koparmıyorlar.
.genel dünya görüntüleri, ağaç dalları şeklindeki ırmaklar falan garipti. bir taraftan bunların uzak doğuda olması, oradaki sanatta benzer şeyler olması da insanı şüphelendiriyor. bunlar bir ara uzaya mı çıkmış lan yoksa diye?
.afrikanın kuru toprakları ortasında bir delta, yeşiller falan. oradaki olaylar da güzeldi aslında. suyla birlikte hayatı yukardan aşağıdan güzel çekmişler. benzer şekilde su aygırlarının yürüyerek açtığı yolları uzaydan görüyoruz. ben de bu kadar tonluk canlılar ne işe yarıyor diyordum.
.bir dağın tepesinde izole olmuş primat kardeşler vardı. kışın çok soğuk atlatıyorlarmış, yazın meyvesini yiyorlarmış. aşağıdaki sarp kayalar yüzünden bağlantıları kesilmiş. o da ilginç bir görüntüydü. dediklerine göre bunların hepsini uzaydan keşfetmişler. inanırsak artık.
--- spoiler ---
e02:
Patterned Planet
--- spoiler ---
.bir yerden sonra baya sıkıcı bir belgesel. devamlı aynı şeyleri gösteriyorlar. zaten genel çerçevede bakınca devamlı aynı şeyler olması normal işte, su dünyayı şekillendiriyor. yer şekilleri, insanlar, hayvanlar falan gibi gidiyor. uzaktan bakınca hepsinin hikayesi vardır diyor ama hikayelerin de de pek bir numara yok. sunan da ağır ağır sununca tam bir ninni gibi oluyor.
.yine fil kardeşler vardı. bu kardeşlerin yerde açtıkları delikler gökyüzünden görünebilir bir alan yaratmış. sadece onlar mı yapmış? yoksa suyun az aktığı yer olarak mı olmuş, ondan emin değilim. bu arkadaşlar kuyu gibi açıyorlarmış. bir tane de yavru öğreniyor falan filan. budur yani.
.mercanlardaki renklerin falan çok bir önemi yok gibiydi. av ile avcı dengesini gösteriyor diyor ama ne kadar gösterebilir ki? her bir görüntüye ayrı ayrı bakınız uzaydan baktığımız için bunlar çok mühim diyorlar da hepsi o kadar değil bence, abartmışlar. sırf olay olsun diye işte.
.çindeki göl meselesi görüntüsü çok iyidi ama turna arkadaşların da bir hikayesi yoktu. sıradan bir kavgayı koydular. yavru iki saniye beslenmeyi öğreniyor falan filan başka bir şey olduğu yok.
.insan yapımı tarlalar meselesi diğer bölümleri andırıyordu ama bu sefer amerikadaki tarlalara gelmişler. yuvarlak şekillerin arasında bıldırcın mı ne varmış. hikayeye gel sen. bir tanesi tarlalara girmiş de her an başına bir şey gelebilirmiş. ne lan bu? olmuş mu şimdi?
.amazon mudur nedir? bir nehrin akmayan kollarında deniz filleri midir nedir? acayip bir hayvancağız varmış. kızın teki onu çok görmek istermiş. bir tanesini rehabilite edip salıyorlar. bunu gösteriyorlar iyi güzel ama nehrin şekli, kapalı olması ve bu hikaye arasında çok da mühim bir bağlantı yok. beğenmedim haliyle.
.neyse işte arada daldım gitti, kurbağalı kısmı hayal meyal hatırlamıyorum bile. çok da gerekli yerler değildi. artık hep aynı hikayeye döndü zaten. en son da işte dünyanın şeklini biz belirleyecekmişiz de şudur budur. insan yapımı şekiller de hoş da arkadaş, hikaye bulmaya zorlayacağına ver şekli geç madem. bir de uzaydan izlemesi bir yerden sonra o hissiyatı da kaybettiriyor. ilkin vay be diyorsun, sonra normal şekil gibi geliyor. insan algısıyla ilgili bir sorun ama böyle olacağını fark edip başka türlü yapmaları gerekiyormuş. o kadar para harcamışlar.
--- spoiler ---
e02:
Patterned Planet
--- spoiler ---
.bir yerden sonra baya sıkıcı bir belgesel. devamlı aynı şeyleri gösteriyorlar. zaten genel çerçevede bakınca devamlı aynı şeyler olması normal işte, su dünyayı şekillendiriyor. yer şekilleri, insanlar, hayvanlar falan gibi gidiyor. uzaktan bakınca hepsinin hikayesi vardır diyor ama hikayelerin de de pek bir numara yok. sunan da ağır ağır sununca tam bir ninni gibi oluyor.
.yine fil kardeşler vardı. bu kardeşlerin yerde açtıkları delikler gökyüzünden görünebilir bir alan yaratmış. sadece onlar mı yapmış? yoksa suyun az aktığı yer olarak mı olmuş, ondan emin değilim. bu arkadaşlar kuyu gibi açıyorlarmış. bir tane de yavru öğreniyor falan filan. budur yani.
.mercanlardaki renklerin falan çok bir önemi yok gibiydi. av ile avcı dengesini gösteriyor diyor ama ne kadar gösterebilir ki? her bir görüntüye ayrı ayrı bakınız uzaydan baktığımız için bunlar çok mühim diyorlar da hepsi o kadar değil bence, abartmışlar. sırf olay olsun diye işte.
.çindeki göl meselesi görüntüsü çok iyidi ama turna arkadaşların da bir hikayesi yoktu. sıradan bir kavgayı koydular. yavru iki saniye beslenmeyi öğreniyor falan filan başka bir şey olduğu yok.
.insan yapımı tarlalar meselesi diğer bölümleri andırıyordu ama bu sefer amerikadaki tarlalara gelmişler. yuvarlak şekillerin arasında bıldırcın mı ne varmış. hikayeye gel sen. bir tanesi tarlalara girmiş de her an başına bir şey gelebilirmiş. ne lan bu? olmuş mu şimdi?
.amazon mudur nedir? bir nehrin akmayan kollarında deniz filleri midir nedir? acayip bir hayvancağız varmış. kızın teki onu çok görmek istermiş. bir tanesini rehabilite edip salıyorlar. bunu gösteriyorlar iyi güzel ama nehrin şekli, kapalı olması ve bu hikaye arasında çok da mühim bir bağlantı yok. beğenmedim haliyle.
.neyse işte arada daldım gitti, kurbağalı kısmı hayal meyal hatırlamıyorum bile. çok da gerekli yerler değildi. artık hep aynı hikayeye döndü zaten. en son da işte dünyanın şeklini biz belirleyecekmişiz de şudur budur. insan yapımı şekiller de hoş da arkadaş, hikaye bulmaya zorlayacağına ver şekli geç madem. bir de uzaydan izlemesi bir yerden sonra o hissiyatı da kaybettiriyor. ilkin vay be diyorsun, sonra normal şekil gibi geliyor. insan algısıyla ilgili bir sorun ama böyle olacağını fark edip başka türlü yapmaları gerekiyormuş. o kadar para harcamışlar.
--- spoiler ---