8 Eylül 2016

The Shining


yine ustalara saygı gösteremeyeceğim ya özür diliyerek başlayayım. filmi izlerken pek keyif almadım, sonunu pek beğenmedim. sahnelerin çoğu tanıdık idi, bu tanıdık sahnelerin öncüsü ise yine eyvallah ama toplamda hikaye nedir arkadaş? karakterler niye böyle? neydiler ne oldular? hele küçük veledin oyunculuğu nedir? bunun oyunculuğunun sorumluluğu tamamen yönetmende olmalı. üstelik velede korku filmi de dememişler mi nedir? bir de sondaki fotoğraf nedir? araştırdım, bir sürü sallamışlar. atmışlar tutmuşlar ama hepsi saçma. kitabını okumadım, kitabı daha iyidir muhtemelen ama yok efendim giydiği kazaktan, beyaz adamdan, kızıl dereliden, kadına-çocuğa şiddetten, baba-oğul ilişkisinden, şundan bundan dem vuruyorlarsa sokayım ben böyle işe, saçma sapandı. müzikler desen sokarım böyle müziklere, kafa ağrıtıyordu. neymiş gerecekmiş. gram gerilmedim, neymiş türü korkuymuş. yok artık daha neler.

--- spoiler ---

.giriş sahnesi zaten komik, tamam çok güzel görüntüler de ne alaka abicim ya. adam yolculuk ediyor, sen müzikle sanat mı yapıyorsun? belki biraz bu kısmın müziği zorlama şeklinde hoş olabilir. kalan kısmı kötüydü.

.neymiş efendim, otel varmış. buna kış dönemi bakacak insan aranıyormuş. ailesi ile jack abimiz olaya el atmış. daha önce buralarda ailesini balta ile kesen varmış ama hö diyorlar. jack abimiz de baştan itibaren deli bakışlar atıp mühtehzi gülüşler savuruyor.

.şimdi bu adam niye delirdi? neydi ne oldu? baştan sağlıklı mıydı? değilse niye değildi. sonradan delirdiyse neden delirdi? kim delirtti? bir dönüşüm geçirdiyse e hani? roman yazmaya koyuluyor, kabus görüyor ve sonra kafayı sıyırıyor.

.ilkin oteldeki tipleri bir kendisi görüyor zannediyoruz ama sonunda kadın da görüyor. ne anladım ben bu işten. hele hele kapıyı açan ruh? o kapıyı nasıl açtı abimiz? bunlar ölenlerin ruhları değil miydi? komple saçma.

.sondaki fotoğraf için ölenlerin fotoğrafları demişler de ülen tarih kaç yazıyor? neymiş reenkarnasyonmuş, yok artık daha neler. fotoğrafa bakan herkesi görmüş, balo resmi. ne anlatıyorsa artık saçma sapan şekilde bitirdiler.

.kapı kırma sahnesi iyidi. baltayı takip eden kamera ve tabii kapının arasından bakma posteri için çok uğraşmışlar da bana ne katıyor bunlar? gerdi mi? germedi. kadının götü kopmuş kuş gülü kollarını kaldırıp kaçmasına güldüm. oyuncular ciddi sıkıntılıydı.

.zaten konuşanın suratına dönen kamera dönemlerinde çekiliyor film, dönemine göre mi değerlendirmek lazım bilmiyorum ama zoom'lar şunlar bunlar dursun. onlarla birlikte nasıl usta işi oluyor? pat diye yeni çekimlere benzesin demiyorum ama öyle çok ahım şahım nesi varmış ben anlamadım.

.yine tabii benim entelektüel kabızlığımdandır. kubrick abimize pek bir uyuz oluyormuşum. kendini sinemanın üstünde görmek ile ilgili bir his olabilir. sen dondurucu kapısını açık bırakırsan, o dondurucu kapısı kağıt gibi görünürse, ben onu sorgularım arkadaş. 

.klişe korku film takipleri, labirentler, pencereden geçememeler ama tutup bağıramamalar, bir haller olduğundan şüphe edip polisle gelmemeler, ne bileyim say sayabildiğin kadar. bir sürü saçmalık.

.boş oteldeki bisiklet sahnesi de fena değildi. salak oğlan çocuğunu görmeyince katlanır idi. nasıl oynatmışlarsa bu çocuğu her konuşmasında "irrite" oldum. bunun günahı da kubrick'in boynunadır.

.göndermeli laflarını da beğenmedim. zaten önceki ailesini parçalamış tiple muhabbetindeki gizem çözülebilir olmalıydı. ne demek sen hep buradaydın? madem öyle ne ara aileyi toparlayıp gelmiş. sene kaç arkadaş? bunlara hiç açıklama getirmeden, ben usta işiyim diye iki kaydırmalı görüntü ile olmuyor bu iş. en çok kaydırmalı görüntü kullanılan ve en çok tekrar edilen sahnelere sahipmiş. hey allahım sen büyüksün.

--- spoiler ---