11 Aralık 2016

The Eyes of My Mother


aslında hoşmuş ama o kadar da değil, öyle korku filmi gibi değil. psikopat bir yalnızlık hikayesi gibi yapmışlar. tercihen renksiz çekmişler (siyah beyaz), sabit planlar var bol bol. usta işi yapayım demiş ama o kadar kabul görmemiş sanki. hikayesindeki psikopatlıklara pek bir altyapı hazırlamamışlar, öyle gelişmiş öyle olmuş. sorgulamamızı istemmişler. görüntüleri hoştu, müzikler de fena değildi. psikopatlığın derecesini yıllara yayarken daha çarpıcı olabilirlermiş. tabii esas olay yalnızlık olunca odak noktası o olmuş. şöyle modern siyah beyaz film izleyeyim, manyak manyak işler olsun ama çok ağır aksın isteniyorsa işe yarayabilir.

--- spoiler ---

.en başta katilin ne diye bunlara musallat olduğu açıklanmıyor. neden diyor? katil de siz evinize aldınız ondan diyor. tabii hiç insan tanımadığı bir adamı sırf tuvaleti kullansın diye eve alırmış? çöğdür şuraya der, zaten orman içindeler.

.zaten baştan anne manyak tip gibi, sofrada inek kafası var. gözünü kesip çıkartıp içini gösteriyor kızına, cerrah olsun diyeymiş. gerçekten cerrah mıydı? yoksa manyağın teki miydi? onu anlamıyoruz.

.küçük kızın hikayesi buradan başlıyor. sonra manyak katilin teki anasını kuşbaşıya çeviriyor. kuvette ezerken babası geliyor, katili yakalıyor. katili zincirde tutma sanatını da babasından öğreniyor.

.kız da annesinin katilini öldürmüyor, sen benim tek arkadaşımsın diyor. yıllar böyle geçiyor. babası ölüyor. kız bardan kaldırdığı kıza babamı ben öldürdüm diyor ama orasını açıklamıyorlar. çarpıcı sahneleri, ölü babası ile banyo yapması, yemek yemesi ve dans etmesi gibi çekimler oluyor. eh düşününce insanın midesi bulanıyor, burnu sızlıyor.

.bardan kaldırdığı kızla lezbiyenlik ne alaka derken, onu da kuşbaşı yapıyor. dolaba koyuyor ya ülen yoksa yiyor mu diyoruz. neyse ki sadece bekletmek içinmiş. yakıyor hepsini.

.kızdan sonra annesinin katili ile işleri yakınlaştırmak istiyor. bir güzel yıkayıp sevişiyor ama adam sabahına kaçıyor. evden fazla uzaklaşamadığı için peşinden bıçakla gidiyor. sarılarak adamı öldürüyor. çok acayip iç gıcıklayıcı öldürme sahnesiydi. sarılıyor, öpüyor kokluyor. diğer taraftan da şişliyor adamı. dediğin gibi harika bir duyguymuş diyor.

.sonra yalnızlıktan geberirken ağlayıp sızlayıp ormanın bir yerlerinde sabahlıyor. bir araba geliyor bunu alıyor. içinde bebek ve annesi var. zaten öyle görünce insanın tüyleri ürperiyor. bebeği kucağıma alacağım diye tutuyor. evine kaçırıyor. annesi arkasından koşuyor ama kadını da bıçaklıyor.

.öldürmüyor ama aynı anasının katiline yaptığı gibi gözlerini çıkarıyor. ses tellerini kesiyor. zincire paketliyor öyle kalıyor. yıllar geçiyor çocuk büyüyor. ahırdaki durumu merak ediyor. kadını görüp bizim psikopat kıza soruyor. bir şey demiyor ama çocuk gerçek annesinin zincirlerini açıyor. kadın kaçıyor. filmin başındaki kamyonun karşısındaki kadın sahnesine geliyor. kadın kurtulmuş, polise haber vermiş ve polisler geliyor.

.o sırada da bizim psikopat annesinin kemiklerini çıkarıp, ne yapacağım ben şimdi diye ağlıyordu. dönüşte polisleri fark edip, çocuğun yanına geliyor. elinde bıçak var ama silah sesi ile görüntü kapanıyor. herhalde çocuk sağ salim, kadın da sonunda ölmüştür.

.bunca zaman nasıl kimse görmüyor? bardan birlikte ayrılıyorlar. onun soruşturması nasıl olmuyor? babasının hiç mi arkadaşı yok öldüğünü bilmiyorlar mı? senelerce insanlar zincirde nasıl kalıyor? niye kendini öldürmüyor gibi sorular da geride kalıyor.

--- spoiler ---