20 Ocak 2016

Bølgen


boş beleş bir film olmuş yahu. norveç'in güzellikleri, her an yıkılabilir dağları falan filan işte. ilk görüntüler, tipler, konuşmalar iyi falan desek bile sonra çok fena sıçıp sıvıyorlar. senaryo şaka gibi oluyor. böyle felaketli film izlemek için insan baya bir kendini hırpalamalı, görüntüleri falan genel olarak kötü değil ama felaket sonrası pek bir çekim yapamamışlar. o kadarına paraları yetmemiş demek. kuzey avrupa ülkeleri olarak müziklerini daha bir sert bekliyordum, o da pek olmadı yani.

--- spoiler ---

.dağlar dağlar, kurban olam yol ver geçem şeklinde başlıyor film. bizim kuzeylilerin dağları stabil değilmiş. her an bir tanesi yıkılabilirmiş ve seksen (tamı tamına 80) metre dalga oluşturabilirmiş. civardaki yerleşim yerlerini siler süpürürmüş de ülen kaç kişi yaşıyor orada, kaç?

.neyse işte kendi felaketlerinin filmini yapalım demişler. böyle bir bilgi ile başlıyor. sonra dağların hareketlerini izleyen salak bir grubumuz var. bunun pek çalışkan üyesi petrol şirketinde çalışmak için işten ayrılacak. gönderme mi var? neyse salla.

.başka yere taşınacaklar ama son gün yeraltı suları çekiliyor. derken eleman yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu fark ediyor. dönüyor koşuyor ekibe durumu açıklıyor ama sallamıyorlar. tamam mamam derken taşınma işlerine geri dönüyorlar.

.karısı otel görevlisi, ergen veledi otelde kalıyor. küçük kızı da evine veda etmek için babası ile evine gidiyor. derken dağları izleyen ekibimiz dağların genişleme değil de çekilme yaptığını tespit ediyorlar ve elemanı arıyorlar. eleman da olayın çığ öncesi durum olduğunu araştırıp buluyor!

.nasıl uzman bunlar yarabbim diyor insan, neyse çığa dağın içinde yakalanıyorlar. ekibin başındaki tip kendi ipini diğer elemana verip güzelce ölüyor. sonra alarm veriliyor. salak insanlar tahliye olacak ya da seksen metre yükseğe çıkacak. beceriksizler yapamıyorlar.

.on dakika önce uyarısı var ama işler yolunda gitmiyor. yollar tıkanmış, esas adam ve kızı koşarak dalgalardan kaçmaya çalışıyorlar. tanıdıklarını falan görüp duruyorlar. süper zekalık işte neyse. tanıdıkları da mal çıkıyor, arabadan acele ile çıkınca araba geri kalıyor ve kadın arabaların arasında sıkışıyor. bir saat bakakalıyorlar öyle. derken esas abimiz kocasının yerine kurtarmaya gidiyor. arabayı çalıştırıp ileri alıyor, sanırsın arabayı çıplak elleri ile kaldıracak. neyse tam öyle yaparken dalgalar geliyor. arabanın içinde karşılıyorlar. kadın ölüyor, adam kurtuluyor.

.haliyle esas aileye bir şey olmuyor işte. otel tarafında da salak ergeni arıyorlar. kendisi kulaklığı takıp sığınakların orada kaykay ile takılmakta idi. otobüs falan bunun yüzünden gecikiyor ve hepsi ölüyor. hepsi şaka gibi, derken veledi buluyorlar ama dalgalar geliyor, sığınağa kaçıyorlar ama kaçarken aramaya katılan yaşlı kadın ölüyor. bu da aşırı saçma.

.yetmiyor yaşlı kadının kocası sığınak su dolunca deliriyor, diğerlerini boğmaya falan çalışıyor. esas kadın oyuncumuz annelik duyguları ile adamı boğuyor öldürüyor. başka bir saçmalık.

.hop esas abimiz küçük kızının iyi olduğunu öğrenip diğerlerini kurtarmaya geliyor, nasıl pat diye geliyorsa artık. binaya geliyor öldüler sanıyor, hınçla demire vuruyor. sığınakta bunu duyuyorlar karşılık veriyorlar. hop su dolu sığınağa dalıyor. anne karakteri kurtuluyor, salaklığın da salaklığı oluyor. evladını kurtarmak için yanına hava deliğine gidiyor. orada yine salakça dram falan derken yüzmeye başlıyorlar. velet geride kalıyor. ülen veledi önüne almaz mı insan?

.ergene ağzındaki havayı veriyor. bu sefer kendi tıkanıyor. anne karakteri baban nerde yavrum diyor. gidiyor bu sefer onu kurtarıyor ama ölmüş. ölmüş mü? ölse yine bir derece ama ergen babasının ölmesini kabul edemiyor. suni teneffüs ve kalp masajını ısrarla yapıyor ve şaka gibi hayata dönme sahnesi gerçekleşiyor. sonra mutlu aile, ölen kalan yok ve film bitiyor işte. bu filmi de böyle anlattığım için ellerime yazık lan.

--- spoiler ---