28 Ağustos 2017

Tell-Tale


salak saçma bir filmdi, öyle tvden denk gelince izlemiş bulunduk ama ne bileyim, aşırı gereksizdi. hikayeyi de yapamamışlar. tek sevindirici yönü iki saat sürecek gösterip bir buçuk saat sürmesi idi. esas kadın oyuncu cersei rolündeki kadın olunca da güzel film olabilir demiştik ya değilmiş. ne gizemi gizem, iki dakikada anlaşılıyor. ne bilim kurgusu bilim kurgu, ne de korkusu korku. ben yandım siz yanmayın. zaten yarısı boşa gitti belki. dikkatlice izleyemedim. bir de dublajlı falan derken iyice kaçtı gitti. ha bu filmin altyazısını okumaya bile değmezdi o ayrı. görüntüleri güzel başlıyor gibi ama sonra sıradanlaşıyor, aynı teraneler. müzik desen zaten sıradan.

--- spoiler ---

.kalp nakli görüntüsü ile başlatıyorlar. şak diye takıyorlar, pat diye çalışıyor. meğer organ mafyası varmış. kalbi nasıl bulursanız bulun diyen insanlar için adam öldürüp kalbini söküyorlarmış. filmin en büyük gizemi bu, son sahnede bıng diye sahne siyaha geçiyor. kadın adama acımış, kalbi için mafya başvurmuş. bu şekilde intikamcı kalp ortaya çıkmış.

.adamın yakalanmaması çok saçma, dedektif buna destek oluyor belki ama yine de saçma. sonra o dedektifin şak diye neşterlenmesi de acayip saçma. ölmeyen kalp, potasyumdan falan ayakta kalıyor. kadını kurtarıyor, bunların her birini ağır saçma buldum.

.esas kötülerin olayını da çok anlamadım, sadece para için mi yapıyorlarmış. dertleri neymiş? bir tane doktor çıktı geldi ama madem öyle niye eziyet etmişler? uyutup kalbini alamıyorlar mıymış? bunların hepsi cevapsız kalıyor.

.adam kalp nakli sonrası sıkıntılar yaşıyor gibi görünüyor, sonra geçmişten tanıdığı yüzler görüyor gibi oluyor. gözleri kanlanıyor. daha doğru tabirle gözünü kan bürüyor. ilkin şişeyi kırıp bunu tehdit eden adamla boğuşurken adam ölüyor. rahatlıyor.

.sonra zencinin tekini trene ittiriyor. hiç kamera falan da yok. bir tutam saç buluyorlar. salak saçma işlere devam. sonra başka bir adamın beynini dağıtıyor. şişkoya geliyor öldürmek istemiyor. başkası kimin öldürdüğünü tespit etmek için arkadaşını feda ediyor.

.artık öldürmeyeceğim diyor, kalp krizi geçiriyor. derken evini basıyorlar. küvette buzlar içinde adama işkence ediyorlar. kim biliyor, belge var mı falan filan derken, kalbin bunda oluğunu anlıyorlar ama pek bir şeyi değiştirmiyor. adamın bacağından ne çıkartıyorsa kan kaybından ölmüyor. kalbine potasyum basıyor, yine ölmüyor. kalkıyor işkence eden doktora elektrik veriyor ve dört hafta sonrasına geçiyoruz. 

.dört hafta sonrasında kadın da itiraf ediyor. kalbin için ben uğraştım, organ mafyasını ben buldum falan filan diyor ve film bitiyor. tekrar kalbi hoplayıp gözü kanlansa iyidi ama hayalimize bırakıyorlar herhalde. bir de gözü ölümden kalkınca kahve rengi olmuştu.

--- spoiler ---