25 Aralık 2013

The Last Days on Mars


hikayesinde bir sürü eksik var ama yine de akıcı bir şekilde geçti gitti. korkulu bilim kurgulardan olmuş. uzaydan ya da bilinmeyenden korkmak gibi bir şey. sonu fena gelmedi bana, hani bir miktar daha bekleyip yapması gerekeni yapacak tarzında anladım ben. görüntüler de fena değildi. arada uçuşlu görüntüler aksıyordur biraz ama gerisi fena değildi. müzikleri sıradandı, akılda kalıcı bir müziğini duymadım.  bir de aşk meselesine girmeyen film var mı diye merak ettim. devamlı bir aşk var havada...

--- spoiler ---

.o kadar astronot olmuşlar ama bir türlü zombilere kafadan sıkacaksın arkadaş bilgisini edinememişler. denemediler bile. en son astronot kafasıyla sağlam kafa attı ve işe yaramadı ama ne bileyim denenmeliydi, o kadar öldürmeye çalışıyorlar ama kafadan vurma yok. beyin fonksiyonları da durdu dediler aslında, standart zombi olayından farklı gibi belki ama yine de ilkin mücadele etmeyi düşünmeliler idi.

.birbirlerine bulaştırma meselesi de pek saçma geldi. daha mantıklı bir şekilde bulaşabilirdi sanki, hele esas kızın en son makas ile bulaşması ve gidip kendini öldürmesi de saçmaydı. zaten ölünce dönüşeceksin işte, elemanı bu şekilde daha tehlikeye atmadın mı yani?

.tüm bu muhabbetler yanında boynundan hastalı kapan ve hayatta kalmak için her şeyi yapan tipin davranışları fena değildi. tam bir şerefsiz tarzında hareket etti. kim adlı aykırı astronotu geride bıraktı ki kesin ölmüştür diye düşündüm ben o karı için, ardından arkadaşını geride bıraktı. aracı alıp gitti. en son da mekik ile dünyayı yok edecekti de bizim eleman kurtardı nerdeyse.

.standart hikaye işte ama ne bileyim akışını beğendim genel olarak, marsta yaşam muhabbeti her türlü iyi geliyor bana. bulduğun yaşamın kıçına kaçmayacağı da belli değil tabi. bunca sene hayatta kalmışsa vardır bir bit yeniği o işte. tabi eleman niye kendi başına gider? nedir bunun kredisi? yer nasıl çöker? bunlar bakteri halinde de mi çok akıllılar? bir sürü soru havada kalıyor yapacak bir şey yok

--- spoiler ---