5 Mayıs 2013

Bab'Aziz


hoş işler de var, pek hoş olmayan işler de var. müzikleri bir kere çok iyi, orası kesin. giriş kısmındaki müzikli kuran (tahminimce) çok acayip olmuş az daha imana geliyordum. bazı sahneler, bazı dialoglar da iyi ama figuranlar çok feci. çoğu oyunculuklar çok fena, insan rahatsız oluyor. normal dialogta mesela hiç mi şaşırmaz bir insan. bir tane kekeleyen insan yok. hepsi tane tane mi konuşur arkadaş. ne bileyim öyle işte, değişik bir film izlemek için iş görür.

--- spoiler ---

.şu elbisesi çalınan eleman neden sona seçildi? neden üstüne bir elbise bulamıyor? dedesi birazdan ölecek kız neden hemen göbek havasına girdi? nedir bu ceylan takıntısı? gibi gibi bir sürü soru insanın aklına takılıyor.

.esas mesajını sonda yalın yalın veriyor arkadaşlar. ölümden sonraki hayat, ölüm korkusu meselesi üzerine dokunduruyor. mezarının başında ölümü bekliyor bizim macerasını tamamlayan prensimiz.

.temaşaa haline geçişi de pek bir acayip, çadırında vur patlasın çal oynasın takılırken (oynayan kadının ayağına zoom burada) hop atı bunu çağırır ve bir ceylan görür, ceylanı takip ederken suda ruhunun yansımasını görür ve kitlenir. yeniden başlatılır ve yollara koyulur.

.tabi yemek içme derdi olmadan yollarda bu kadar hayatta kalabilir mi bir insan orası şüpheli? dervişlere allah mı yardım ediyormuş? ne yiyip ne içiyorlar bunlar çöllerde arkadaş. hikaye ve efsane falan ama yine de hikayede yemek yiyorlarsa çölde de ne yediklerini sormak istiyor insan.

.arada fazladan hikayelere ne gerek varmış? herkesin yolu kendine tarzı bir şey miymiş? toplantı yeri neymiş? herkesin kendi şarkısını söylediği yer miymiş? diye soruları devam ettirebiliriz. fantastik takılmışlar işte, allahtan şarkılar bir acayip gerçekten. 

--- spoiler ---