--- spoiler ---
.eh bu kadar sabrettiğimize değdi, güzel bir bölümle geldiler. güzel bir bölüm başlangıcı ve şarkısı vardı. Nina Simone - Sinnerman imiş şarkının adı. lucifer'in söyleyişi de pek tatlıydı. orjinali de iyimiş. adamın şeytanlık olayına derinlemesine girdiler.
.kanatlarını çalmışlar, zaten polisiye olay bu olunca ilginç oldu. yine işte kıl kuyruk kaşlı dedektif ile ortak iş yapmalar, karın ağrıları falan derken. dava sıkıcı diye bıraktı gitti bizim lucifer ama baktı ki kanatlarını çalmışlar hop geriye döndü.
.tabii kanat meselesini sonunda öğrendik, baştan beri tahmin ettiydim ama matruşka bebek muhabbeti de neydi lan? konteynırın içine matruşka koymuş. ne alaka ise artık.
.neyse işte devamlı bir hırsız kovaladık, ona buna tehdit savurdu. tuttu en sonunda konteynırı soyan adama göründü. o da kendini çatıdan attı ve öldü. kimin çaldığı bu şekilde ortaya çıkmadı.
.asıl olay terapist olayı gibiydi. zenci meleğimiz terapistin aklına girdi. incil kaynaklı bilgiler vererek, lucifer'in kimlik bunalımına ışık tuttu. elemanın tanrı ile derdi varmış. sevilen oğlun, düşen meleğe dönmesinden dolayı bir isyanı varmış. daha önemlisi insanların kötülük yaptığı vakit ismini kullanmasından muzdarip imiş. biz şeytanı hiç böyle bilmezdik. terapist üstüne gelince, duvarı yumrukladı ve dramatik çıkış yaptı. daha da bir şey olmalı.
.dedektifin ailesi muhabbeti de dönüyor, küçük kız iyi de baba rolündeki eleman pek iyi değil. true blood'da da böyle hafif sıkıntılı bir tipti, aynısı bunda da var gibi. küçük kızın muhabbeti olmasa hiç çekilmeyecekler.
--- spoiler ---